Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Sizin Meclis’te ne işiniz var?

Siyaset yazmayayım diyorum ama şu TBMM'deki yemin törenini izleyip de susmak, dilsiz şeytan olmakla eşdeğer diye düşünüyorum.
Burası Atatürk'ün binbir emek ve fedakarlıkla kurduğu Cumhuriyet'in "Gazi" Meclis'i. 15 Temmuz'da üzerinde uçak bombalarının patladığı bir demokrasi mabedi. Ama orada "milletvekili" sıfatıyla oturup da bu ülkenin Milli Marşı'nı okumayanlar, ayağa kalkmayanlar, yemini; zoraki, ağız ucuyla okuyan ve hatta kasten bozmaya yeltenenler vardı. Büyük bölümü zaten Türkiye Cumhuriyeti bayrağı altında yaşamaktan rahatsız olduğunu açıkça dile getiren HDPKK'nın mebus görünümlü militanları. Onlar artık beni şaşırtmıyor. Ama ya CHP'ye ne demeli? Halkın yüzde 52.18'inin oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanı salona girdiğinde ayağa kalkmamak ne demek? Evet, onca seçimden sonra bileğini bir türlü bükemediğiniz Erdoğan'ı sevmeyebilirsiniz ama karşınızdaki sadece Erdoğan değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı... Ama kendine bile saygısı olmayanlardan "makama" saygı beklenir mi? Kim bilir, belki de tüm bu seçim yenilgilerinin sebebi, sizin egonuzu her türlü milli değerin, milli kurum ve kuruluşun üzerinde görme aczinizdir. Nokta.

İstanbul'un simit sorunu
Şimdi diyeceksiniz ki, "Mega kentin onca sorunu varken, sen tutup da simit sorununa mı takıldın?.." Öyle demeyin. Şehirleri şehir yapan kültürleridir. O kültürlerin içinde de damak zevki önemli bir yer tutar. Pizzasız bir Napoli, kruvasansız bir Paris, fish&chips olmadan Londra olur mu? İstanbul'un lezzet simgelerinden biri de gevrek simididir. "Sorunu" bana hatırlatan ve "Mutlaka yazmalısınız" diyen ise Hayatım Roman kitabımın lansmanına katılan bir okurum oldu.
Düşündüm de, aslında ben de aynı dertten mustaribim. Şu eski, çıtır çıtır Kumkapı simidinin tadını artık neredeyse hiçbir yerde bulamıyorum. (Zekeriyaköy Çarşı'daki seyyar simitçi kardeşim hariç) Özellikle de şu "pastane simidi" icat edildi edileli mertlik de bozuldu. Anında hamura dönüşen, insanın ağzında yapış yapış bir tat bırakan o tuhaf ürünü benim gibi gerçek simit tutkunları zaten simitten saymıyorlar ya, neyse...
Sanırım gerçek Kumkapı simidine bir standart getirme ve tescille koruma altına alma zamanı geldi de geçiyor.



Kaynanaya bu yapılır mı?
Hep diyorum ya, gündüz kuşağı yemek yarışmaları kendilerini izletmek için hayal ötesi mizansenlere girişiyorlar. Kanal D'de yayınlanan Gelinim Mutfakta programı da geçen hafta kendini aştı. Gelin Tuğba, kaynanası Gönül hanımdan bir türlü yüksek puanlar alamayınca çareyi kayınvalidesini değiştirmekte buldu. Stüdyoya "Keşkül" adını verdiği "iskelet" kaynanayı getiren Tuğba, gerçek kayınvalidesinin hışmına uğramaktan da kurtulamadı: "Kendine benzeyeni getirmiş. Bir daha rüyanda görürsün 5 puanı..."

Ne demiş?
"Sinan... Sinan... Yayında şu kuşunu okşamayı bırak artık..." (Dr. Ahmet Çakar, Beyaz Futbol masasında sürekli önündeki kartal biblosuyla ilgilenen Sinan Engin'i uyarırken...)

Gaf'let kürsüsü
Devlet Bahçeli'nin klasik otomobiliyle attığı Ankara turu tüm kanallarda aracın plakası gizlenmeden yayınlandı. Bunun büyük bir güvenlik kusuru olduğunu düşünüyorum.

Zap'tiye
Sinirlenip kontak kapatarak yolcuları araçlarından indiren otobüs şoförü haberlerinin sonu gelmiyor. İyice "kontakları atmadan" hepsine psikolojik destek verilmeli.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA