Eskiden yazın gelişini heyecanla beklerdim. Ama son yıllarda baharla birlikte beni bir düşüncedir alıyor. Çünkü İstanbul'da yaz demek, sivrisinekle, kara sinekle, keneyle mücadele demek.
Aslında buna mücadele demek de yanlış. Galibi önceden belli bir beyhude savaş. Çünkü ne yapsanız olmuyor. Çocuklarımız sinek sokmalarından yara bere içinde... Kene yüzünden bırakın evcil hayvanları dışarı salmayı, çocukları bile parka, bahçeye götüremiyoruz. Balkonda oturmak için adeta zırh kuşanmak gerekiyor. Özellikle bu sene daha havalar ısınmadan Sarıyer ve çevresinde "kene alarmı" verildi.
Başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilgili kuruluşlar bu savaşı kazanmak adına neredeyse hiçbir çaba sarf etmiyorlar. Zamanında ilaçlama, derelerin ıslahı gibi çalışmalar yapılmadığı ya da geciktirildiği için İstanbul halkı belli ki bu yaz da haşerelere teslim olacak.
Peki belediyemiz ne yapıyor? Sarıyer Belediye Başkanlığı'nın içine metalden böcek heykelleri dikip duruyor. Saygı duruşu gibi... "Bükemediğin eli öpeceksin" misali...
Kanla yazılan HDP
Siirt Gençlik Merkezi adlı hesaptan servis edilen bir görüntü sosyal medyada dolaşıp duruyor. İddiaya göre küçük yaştaki bir çocuk sokakta sıkıştırılıp feci şekilde dövüldü. Sonra da burnundan akan kanla betonun üzerine HDP yazıldı.
Yapılan işkenceye mi, yoksa 13 yaşındaki bir sabinin kanıyla sözde siyaset yapılmasına mı üzüleyim bilemedim.
Aslında kundakta bebek kurşunlayanlardan, gençleri sürükleye sürükleye balkonlardan atanlardan başkasını beklemek de hayalcilik olurdu ya neyse...
Pazar günü sandığa giderken bu görüntüyü de hatırlayın istedim...
Seda'dan ücretsiz estetik
Estetik operasyonlara duyduğu büyük ilgiyle bilinen Seda Sayan dün tv8'deki 2. Sayfa programında yeni projesini açıkladı.
Seda Sayan estetik operasyon paylaşımlarının altına yazılan olumsuz yorumlara üzülmediğini sadece acıdığını söyleyerek şöyle dedi: "Anladım ki bu olumsuz yorumların altında yaptıramama, imkansızlık yatıyor. Ben de ne yapacağım biliyor musunuz? Bir estetik kliniği açacağım. Ücretsiz olarak o kadınların hepsini güzelleştireceğim."
Bir zamanlar sabah programında çocuk sahibi olamayan kadınları tüp bebek yöntemiyle "Çatır çatır doğurtan" (Kendi deyimidir) Seda Bacı, şimdi de kadınları "Kütür kütür güzelleştirmeye" kararlı görünüyor.
Nihayet yerli tarih kanalı
Elin History Channel kanalını izlerken hayıflanıp dururdum, "Elin Amerikalısı bize 200 yıllık tarihini ezberletti. Keşke bir yerli tarih kanalımız olsa" diye... Allah dualarımı kabul etti. Geçen yılın 30 Ağustos'unda yayına başlayan Tarih TV, sonunda Digitürk'te de (184. kanal) yayına başladı.
Pazartesiden itibaren gözümü bu kanaldan ayıramaz oldum. Bu ay Küba devriminin içyüzü, Hitler kazansaydı ne olurdu, Rus futbolunun anlatılmayanları, Anadolu kaleleri: Kilitbahir gibi programları iple çekiyorum. Tavsiye ederim.
Gaf kürsüsü
2. Sayfa'ya konuk olan Mustafa Ceceli'nin eşinin ismi (Selin İmer) altyazıya "Selim İmer" diye yazılmasın mı?
Zap'tiye
Terörist elebaşları sınır ötesindeki nokta operasyonları ile birer birer etkisiz hale getiriliyor. Yürü be MİT... Bir kez daha eli kanlılar değil, delikanlılar kazanacak!
Ne demiş?
Kiracısını yanında getirdiği çatalla yaralayan ev sahibinin mahkemedeki savunması pes dedirtti: "Ben bekar adamım, yanımda hep çatal taşırım..."