Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Simpsonlar Kahramanmaraş’ta ne arıyor?

Felaketin ilk gününden beri yazmak istiyordum, ancak şimdi sıra gelebildi.
Adı "geleceği gören çizgi film"e çıkan, kehanetleriyle herkesi şaşkınlığa sürükleyen Simpsonlar adlı 40 yıllık animasyon sonunda Kahramanmaraş depreminin de "habercisi" ilan edildi. Zira çizgi dizinin eski bölümlerinden birinde ailenin çocukları ABD'den Kahramanmaraş'a doğru hareket eden bir gemide kalıyorlardı. Ebeveynleri Bart ve Lisa, rıhtımdan ayrılan geminin kaptanına seslenip, gemide çocuklarının kaldığını, geri dönmesi gerektiğini söyleyince kaptan da "Dönemem, Kuzeyde Bir Yer dizisinin DVD'lerini Kahramanmaraş'a yetiştirmem lazım" diyordu. Komplo teorisyenleri ise bu görüntüleri "mesaj" olarak değerlendirmekte gecikmediler tabii. Simpsonlar bir felaketi daha, önceden haber vermişti onlara göre...
Peki herkes aralıksız komplo teorisi üretirken benim elim armut mu topluyor? Alın size bir hikaye de benden:
ABD ve İsrailli bilim adamları, teknoloji ve bilgi birikimlerini birleştirerek bir "sismik bomba" yaparlar. Kendilerine de kobay olarak düşmanları Türkiye'yi seçerler.



Türkiye'nin Ege'de güçlenmesine karşılık, Yunanistan'ın isteklerine rıza göstermesi için ilk sismik bombayı İzmir'de patlatırlar. Aradan bir yıl geçmeden bu kez Türkiye'nin Suriye'ye müdahale etmeye hazırlandığı bir zamanda iki ülke sınırına yakın bir coğrafyayı seçerek ikincisini ve 8 saat sonra da aynı yerde üçüncüsünü ateşlerler. Amaç, Türkiye'ye hem Yunanistan ve Kıbrıs hem de Suriye konusunda boyun eğdirmektir. Her büyük depremden iki gün önce Boğaz'a demirleyen ABD savaş gemileri -ki sonuncusu gönderine denizcilik kurallarını ihlal eden kocaman bir ABD bayrağı çekmişti- yabancı konsolosluk ve okulların anlamsız bir terör alarmı yüzünden boşaltılması da sırf bu yüzdendi.
Nasıl? İnandınız mı?
Simpsonlar efsanesi ne kadar gerçekse, benimki de o kadar gerçek işte...

Afet Bakanlığı şart oldu
Görünen o ki, afete uğramayacağımız bir yıl olmayacak. Üzerinde bulunduğumuz coğrafyanın özelliği nedeniyle toprağımızdan deprem ve sel, üstümüzden fırtına, dağımızdan çığ eksik olmayacak. Sadece onlar mı? Eğer iklim dengesizliği bu hızla devam ederse; susuzluk, toprak erozyonu ve nihayet açlık da kapımızda.
Afetlerle bir arada yaşayıp, onlara direnmek bir kültür ve eğitim meselesi. Ama koordinasyon açısından da kat etmemiz gereken mesafeler var. Her ne kadar afetlere müdahale konusunda pek çok ülkeden daha büyük bir meleke edinmiş olsak da, bundan sonra başta deprem olmak üzere doğal afetlerle daha etkin mücadele edebilmek, karar mekanizmasını daha basit ve net hale getirmek, koordinasyonu tek elden yönetebilmek adına Afet Bakanlığı kurulması bana göre şart oldu. Ulaştırma, haberleşme, şehircilik, çevre, sağlık ve adalet işlerinin yönetiminden sorumlu bakanlıkların destek ve eşgüdümüyle hepsinin üzerinde yetki ve sorumuluklara sahip bir Afet Bakanlığı bir dahaki sefere elimizi çok daha fazla rahatlatabilir, her dakikanın önemli olduğu saatlerde zaman tasarrufu sağlayabilir.

Elinize ne geçiyor?
Sosyal medyalarında en ürkütücü çökme ve yıkılma görüntülerini günlerdir paylaşanlara soruyorum: Bunu yaparak elinize ne geçiyor?
Bu sorumsuzların aralarında bazı gazeteci dostlarım da var ne yazık ki... Ama bunu habercilik adına yapmıyorlar. Çünkü gazeteleri, televizyonları yerine kendi özel internet mecralarında paylaşıyorlar o hepimizin tüylerini diken diken eden sahneleri. Belli ki amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Yani günün moda deyimiyle, takipçi kasmak...
Yazık ki, ne yazık...

Gaf'let kürsüsü
Çukurova'da yaptığı apartman 70 kişiye mezar olan müteahhit Hasan Alpargün, savunmasında "Mukadderat" demesin mi?

Zap'tiye
Türkiye'de yeni bir "kolon kanseri" türü keşfedildi. Bazı kanserli hücreler (!) zemin katlardaki dükkan ve otoparklara yer açmak için binaların kolonlarını kemiriyorlarmış meğer!

Ne demiş?
Onca yokluk içindeyken kendisine uzatılan ikinci yardım kolisini geri çevirip, "Yok, bana bir paket yeter" diyen tokgözlü teyzem; gaspçılara, soygunculara, yağmacılara en güzel cevabı verdi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA