Emine Erdoğan hanımefendi, bildiğimiz, gördüğümüz, alışık olduğumuz first lady'ler arasında müthiş bir fark yarattı. Özellikle çevre bilincinin gelişmesi konusunda üstlendiği aktif görevle sadece bizim insanlarımızın değil, yurt dışındaki pek çok kuruluşun da dikkatini çekip, takdirini kazandı.
Emine Hanım'ın önderliğinde hayata geçirilen Sıfır Atık Projesi büyük bir başarı sağlarken, first lady bu kez de herkesin "uyuduğu" bir konuda "uyandırma servisi olma" görevini üstlendi. Sinsi sinsi etrafımızı kuşatan kuraklık tehlikesine en ciddi şekilde dikkat çekerek, paylaştığı tweet ile kırmızı alarm verdi.
Dedi ki, "İklim değişikliğine bağlı kuraklık neticesinde sularımız büyük tehlike altında. 3 ayın yağış miktarı, ölçülen uzun yıl verilerine göre yüzde 40,6 ve geçen yıla oranla yüzde 31 azaldı. Önümüzdeki 100 yıl, ülkemizin su kaynaklarında yüzde 25 düşüş bekleniyor. Suları verimli kullanmak bir vatandaşlık görevi. Tarım ve Orman Bakanlığımız öncülüğünde başlayan Su Verimliliği Seferberliği ile ulusal bir mücadelenin ilk adımı atılıyor. Sessiz felaketle mücadele için gelin, hep birlikte suyumuza sahip çıkalım..."
Durum, göründüğünden çok daha ciddi. Terkos Gölü'nde doluluk oranı yüzde 38'e düştü. Artık suyun her damlasına altın muamelesi yapma zamanı geldi de geçiyor bile. Bu "savaşı" mutlaka kazanmak zorundayız. Kuru gırtlakla siyaset bile yapılmaz. Hatırlatayım istedim.
Padişah sorgucunun gizemi
Padişahların kavuklarının ön tarafında bulunan simgelere "sorguç" adı verildiğini biliyordum ama o simgenin ne anlama geldiğini Atv'de Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu hocamdan öğrendim.
Meğer o sorguçların minik bir süpürge gibi görünmesinin derin bir anlamı varmış. Osmanlı padişahları o simge ile derlermiş ki, "Bütün cihanın hakimi olacak kadar kudretliyiz. Ama bizler öncelikle Mekke ve Medine'deki kutsal yerlerimizin eşiklerini süpüren hizmetkarlarız..."
Hatipoğlu'nun son cümlesi ise son derece anlamlıydı:
"İşte onun için süper güç olup, 700 yıl dünyayı yönetmişler..."
Bu arada kedilerle arası son derece iyi olan sevgili Nihat hocamızın yeni bir stüdyo dostu peyda oldu. Daha önce stüdyosunda iki kedi ağırlayan Hatipoğlu'nun son gözdesi, o ne zaman programa başlasa stüdyoya koşan ve ekibin adını Ebru koyduğu tekir kedi oldu. Hocamıza göre Ebru, son derece hırçın olan annesine hiç çekmemiş. Yine hocamızın deyişiyle genlerini büyük ihtimalle babasından ya da amcalarından almış.
Bir inanışa göre kediler, Allah'ın sevdiği, nur saçan, bilge kullara özel bir yakınlık gösterirmiş. Hocamızın programında bu da kanıtlanmış oldu.
Üçüncü Dünya Savaşı nerede çıkacak?
2023 yılında en çok üçüncü dünya savaşını konuşacağımızı tahmin ediyorum. Bunun açık işaretleri ise dünyanın dört bir yanında halen yaşanıyor. Rusya ile Ukrayna aylardır sıcak çatışmanın içinde. Savaşın nükleer boyut kazanacağı yolunda strateji uzmanları ve askeri otoriteler ise artık daha korkutucu beyanatlar vermekten kaçınmıyor. Güney Kore ve bölgede bulunan ABD güçlerini her fırsatta tehdit eden Kuzey Kore, yeni yıla da balistik füze denemesiyle girdi. Kosova - Sırbistan sınırı barut fıçısı gibi. İki nükleer güç Pakistan ile Hindistan çatışmanın eşiğinde. ABD, Türkiye ile Yunanistan arasında savaş çıkartmak için kolları sıvamış durumda. Ortadoğu'nun kaotik hali ise ortada.
Diyeceğim o ki; 2023'de üçüncü dünya savaşının ne zaman değil, nerede çıkacağını daha çok tartışacağız.
Bu arada bir hatırlatma: Einstein'a üçüncü dünya savaşında hangi silahların kullanılacağını sormuşlar. Ünlü bilim adamı, "Üçüncüsünü bilmem ama dördüncüsü taş ve sopalarla olacak" demiş...
Gaf kürsüsü
Dilek Sabancı, röportajında "Bir insanın 50 milyon doları, bir evi ve arabası olsa rahat yaşar" deyince şimşekleri üzerine çekti. Sonradan "Sayıları ve para birimlerini karıştırmışım" diye açıklama yapsa da durumu kurtaramadı.
Ne demiş?
"Benim hiç genel kültürüm yok. İlk sorudan eleneceğimi düşünüyordum." (Kim Milyoner Olmak İster tarihinin en iddiasız yarışmacısı Simay'ın sözleri)