Pandemi, küresel enflasyonun etkisiyle yükselen kiralar ve her eğitim-öğretim yılı öncesinde yaşanan "mevsimsel" yığılmalar nedeniyle geçen yıl birkaç üniversiteli gencin yurt bulamamasından nemalanmaya çalışanların, bu vesile ile yeri göğü inletenlerin sesini duyan var mı? Yok, çünkü hepsi sus pus oldu. Zira Türkiye Cumhuriyeti Devleti, çocuklarını, gençlerini sokakta bırakacak değildi ve her zaman olduğu gibi büyük fedakarlıklarla üniversite öğrencilerinin her sorununa kısa zamanda çözüm buldu. Türkiye'nin her ilinde yeni yurtlar açıldı, mevcut yurtların kapasiteleri arttırıldı. Öğrenim kredilerinin faizleri silindi. KYK kredileri arttırıldı. Öğrencilerin barınma ve yiyecek ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik yardımlar iki-üç kat arttırıldı. Evlatlarımız Cumhuriyet tarihinin en büyük devlet yardımını bu dönemde aldılar. Bunu söylemek kolay ama yapmak o kadar basit değildi. Eğitime önem veren bir Türk vatandaşı olarak bunu hayata geçiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu'na içtenlikle teşekkür ediyorum.
Göster kendini Tolga
Türkiye'de değerini bulamayan 5 kişi say deseler, aralarında mutlaka Tolga Karel'in ismini de sayarım. Tolga muazzam yetenekli bir oyuncu. Aktörlük kumaşı, günümüz yakışıklılarının pek çoğundan daha kaliteli. Türkiye'nin en çok izlenen dizilerinin kadrolarında kendine yer buldu. Rollerinin hakkını verdi de... En büyük sorunu ise özel hayatıyla iş hayatını aynı paralelde dengeli olarak sürdürememesiydi. Aşırı duygusal ve kırılgan karakteri onu çoğu zaman rotasından saptırdı. Sonunda ekranlara veda edip ABD'de "iyi aile babası bir TIR şoförü" olarak kendine yeni ve steril bir hayat kurdu.
Bu köşeden hep destek vermeye çalıştığım Tolga ile iletişimimi hiç kesmedim. Çünkü böyle bir cevherin, ekranların şu kurak günlerinde mücevher gibi parlayacağına duyduğum inancı hiç yitirmemiştim. Sevgili Acun Ilıcalı da aynı inancı taşıyor olmalı ki, tv8'in yeni dizi projesi Sıfırıncı Gün'de en önemli rolü ona verdi.
Dizinin Samanyolu'nu kıskandıracak kadar çok yıldız barındıran kadrosu göz kamaştırıyor. Ekrana gelen ilk fragman da büyük umut vaatediyor. Çok yüksek bir bütçe ile yurt dışında çekilen diziyi Tolga, Amerikalılara izletmiş. "Hollywood standartlarını yakalayan bir yapım" demişler.
Haydi bakalım Tolga, 5 yıl sonra işine yeniden dört elle sarıl ve sana güvenenleri mahcup etme...
Renkler birer birer solarken
Bu yıl televizyon ve sinemanın pek çok rengi soldu. Bu köşede taziye ve veda yazısı yazmaktan yorgun düştüm. Yıl biterken bir acı haber de Pakize Suda'dan geldi.
Onun yazarlığını da severdim, televizyon sunuculuğunu da, şarkıcılığını da. Çünkü hepsini özgün, sıradışı, yani eskilerin deyimiyle "nev-i şahsına münhasır" yapardı. Hep söylerim, televizyon "sürprizli" kişilikleri sever diye. Bir dakika sonra ne diyeceği, ne yapacağı belli olmayan, izleyeni sürekli şaşırtan kişilikler her zaman diğerlerinden daha çok ilgi görür. Pakize Suda da işte o gruba giren ender kişiliklerdendi.
Bir de herkesin bir başkası olmaya öykündüğü televizyon aleminde son derece sahiciydi. Hatta gözünü budaktan esirgemeyen "dobra" kişiliği zaman zaman başına bela da açardı.
Televizyonumun pikselleri yavaş yavaş ölüyor. Yeniden siyah-beyaz günlere döneceğim diye korkuyorum.
Şeref kürsüsü
Hayatında hiç doğum günü kutlamayan 7 yaşındaki Van'lı Nisanur'a hayatının en unutulmaz doğum günü heyecanını yaşatan Gençlik Merkezi sorumlusu Osman Pekür ve Kaymakam Mehmet Nuribeyoğlu kalplerimizi ısıttı.
Zap'tiye
Her şeye zam geldi, bir tek Kim Milyoner Olmak İster'in para ödülleri aynı kaldı. Yarışmacılar greve gidecek diye korkuyorum!
Ne demiş?
"Crespo müthiş oynuyor. İki tane ciğeri yoktur bu çocuğun, daha fazla..." (A Spor'da Fenerbahçe - İstanbulspor maçını yorumlayan Gürcan Bilgiç'in sözleri)