Show TV'deki Baba dizisi, geçen sezon büyük ilgiyle izlediğim diziler arasındaydı. Özellikle adının altında yer alan "Bir Anadolu Hikayesi" ibaresi beni çekmişti. Dizi gerçekten de ilk yılında İstanbul'un, temiz ve saf Anadolu insanlarını nasıl zehirleyip, yolundan saptırdığını anlatmıştı. Sezon finalinde ise baş karakterlerin neredeyse hepsi adeta Araf'ta kalmış, kimin ölüp kimin kalacağı büyük merak konusu olmuştu.
Yeni sezonun ilk bölümünde gördük ki, aralarında bir tek Yaşar hayata tutunamamıştı. Bence dizinin en sahici karakterlerinden biriydi. Saflığı ve temizliği sembolize ediyordu. Babası, Yeşilçam'ın usta karakter oyuncusu Hayati Hamzaoğlu'ndan edindiği genetik mirası geliştirerek bu role hayat veren Deniz Hamzaoğlu da mükemmel bir performans sergiliyordu. Bu karakterden vazgeçilmesi diziye ve hikayeye ne kattı onu bir türlü anlayamadım. Ama benim seyir zevkimden çok şey götürdüğünü söyleyebilirim.
Emin Baba'nın rehin tutulduğu mafya evinden kurtulması da çok saçmaydı. Eli silahlı nöbetçinin yufka yürekli olduğunu psikolog gibi şıp diye anladı, üç cümle ile adamı çözdü ve kendisine doğrultulan silaha rağmen "Haydi Allah'a emanet ol" deyip, elini kolunu sallayarak evden çıktı. Nöbetçi ise "Yahu bu adamı bıraktığım için beni paramparça ederler. Bari öldürmeyeyim de şu sandalyeye bağlayayım" demedi.
Ardından Emin Baba'nın kullandığı otomobile bir araç çarptı. Bu kazadan sonra Emin Baba hafızasını hepten yitirdi, evsizler gibi yaşamaya başladı. İyi de, o kaza hiç mi zapta, rapta alınmadı? Aracın içindeki adam hiç mi merak edilmedi, araştırılmadı?
Bölümün başındaki havuzda boğuşma sahnesi de akıl alır gibi değildi. Eski kocası, Büşra'yı sahildeki bir süs havuzunda 10 dakika boğmaya çalışıyor. Sonra kızı kurtarmak için gelen Kadir ile İlhan onunla bir 10 dakika daha çatışıyor. Bıraktım polisi ve bekçiyi, günün 24 saati insandan geçilmeyen o muhitte bir Allah'ın kulu etrafta görünmüyor. Polis ise en az 20 dakika sonra olay yerine intikal ediyor.
Bir başka akıl zorlayan konu ise karnına kurşun yiyen Kadir'in neredeyse iki saat sonra hastaneden çıkıp, hiçbir şey olmamış gibi hoplaya zıplaya hayatına devam etmesiydi. Kadir'in süper güçlere sahip olduğunun (!) bir başka göstergesi ise koca camide 50 metre mesafeden, pervaza bırakılan yüzüğü görebilmesiydi.
Bana göre güzelim dizi heba edilmek üzere. Geçen sezondan kalan olayların devamı getirilemedi. Bazı karakterler buharlaştı. Levent Ülgen'in etkileyici oyunculuğuna rağmen, diziye dahil edilen "çakma Fetullah" görünümlü karakter, diziyi kurtarır mı? Karabatak gibi bir görünüp bir kaybolan Emin Baba'nın son kullanım tarihi çoktan doldu mu? Bekleyip göreceğiz. Ya da göremeyeceğiz...
Vah şairlerin haline...
ATV'nin yeni dizisi Aldatmak'ta Avukat Ali Sezai (Ercan Kesal) ile Sahaflar Çarşısı'ndaki kitapçı arasında geçen diyalog, iyi kötü şiir karalayan, bugüne kadar iki şiir kitabı yayınlanmış, üçüncüsü için yana yakıla doğru dürüst bir yayıncı arayan bendenizi fena halde üzdü. ALİ SEZAİ: (Elindeki şiir kitabını göstererek): Kaç para bu? KİTAPÇI: Tanesi 20 lira abi... Üç tanesi 50 lira... ALİ SEZAİ: Ne demek oğlum üç tanesi? Şiir kitabı bu...
Gel de yeni kitap için iyice umutsuzluğa düşme...
Gaf kürsüsü
"Mersinli Hande artık düşeş... Düşeş olmaz tabii, düşes...' (Atv Hafta Sonu Kahvaltı Haberleri'nin sunucusu İbrahim Sadri'nin gülümseten dil sürçmesi) (Aslında teşbihte hata olmaz. Hande kızımız, Alman soylunun gönlünü çelerek resmen düşeş atmış işte)
Zap'tiye
Baba dizisinde herkes Alzheimer hastası Emin Saruhan'ı (Haluk Bilginer) arıyor. Oysa Emin Baba günlerdir Turkcell reklamında seslendirme yapıyor.
Ne demiş?
"Satırlar, kasapların ve şairlerin en büyük silahıdır. Bir taraf etleri, öteki taraf hisleri sıyırarak vitrine koyarlar." (Şair Süleyman Apaydın'ın Atv Hafta Sonu Kahvaltı Haberleri'ne gönderdiği mesaj)