Ekranın ünlü kadın habercileri son iki sezon içinde birer birer gündüz reality şov programı sunmaya başlamışlardı. Hepsi, Müge Anlı'nın rakibi olmak için er meydanına çıktılar. Gelin görün ki, birer birer pes ettiler.
Bu kervana son olarak Fulya Öztürk de katıldı. CNN Türk'te yaptığı özel haberlerle öne çıkan Öztürk daha sonra FOX'un gündüz kuşağında Fulya Öztürk'le Umudun Olsun programını sunmaya başlamıştı. Ancak hem programda yaşanan olayların büyük eleştiri konusu olması hem de reytinglerinin düşük çıkmasıyla Öztürk, gündüz kuşağına veda edip yeniden yuvasına, CNN Türk Haber Merkezi'ne döndü.
Fulya'nın ilk özel haberi ise geçen hafta ekrana geldi. Başında bulunduğu ekiple Karadeniz'de doğal gaz çıkarmaya başlayan Yavuz sondaj gemisinde iki gün konakladı. Haber gerçekten de özel ve bilgi doluydu.
Taş yerinde ağır. Fulya Öztürk'ün ayrılmasıyla gündüz reality kuşağı hiçbir şey kaybetmedi ama CNN Türk Haber Merkezi iyi bir özel haberci kazandı.
Bu arada geçen hafta çöp evden kurtarılan çocukla ilgili yorumunu almak için sevgili Müge Anlı'yı aradım. Gündemden haberi olmadığını, ne televizyon izlediğini, ne gazete okuduğunu söyleyen Müge, eşiyle birlikte çok güzel bir tatil yaptığını söyledi. Belli ki aşkın ve tatilin doldurduğu yeni aküleriyle Müge ekrana bomba gibi dönecek.
Son Nefes'in ardından...
Fotoğraf son derece dramatik. Haluk Levent'in sosyal medyada bu fotoğrafın altına yazdıkları da...
Haluk Levent, hasta kızımız Nefes Demirpençe'nin hayata tutunabilmesi için kampanyalar düzenlemiş, yardım paraları toplamış, başında bulunduğu AHBAP kuruluşunun tüm imkanlarını seferber etmişti. Ama ne yazık ki hiçbiri onu hayatta tutmaya yetmedi. Haluk Levent, Nefes'in mezarının başındaki fotoğrafının altına şunları yazdı:
"Çok erken ölüm. Ailesi elinden gelen her şeyi yaptı. Bizler de... Nefes, 'Oyuncağımı Haluk abime verin' diye vasiyette bulunmuş. Nefes hep kalbimizde olacak. Güle güle güzel kızım..."
Haluk Levent, bir hastane odasında tanıdığı minik kız Destina için beste yapmıştı. Ne yazık ki ülkede beste yapılacak meleklerin ardı arkası kesilmiyor.
Eminim, bir oyuncak ayı, Haluk Levent'e hiç bu kadar ağır gelmemiştir...
Yaşasın kadın futbolu!
Pazar günü herkesi, özellikle de hanımları İngiltere ile Almanya arasında oynanan UEFA Kadınlar Avrupa Futbol Şampiyonası'nı izlemeye davet etmiştim. Futboldaki kadın ihtilaline tanık olmaları için. Finalin stresiyle futbol kalitesi vasatın üzerine çıkamadı belki ama heyecan ve mücadele üst seviyedeydi.
İhtilalin adı ise Kelly idi. İngiliz kadın futbolcu, uzatmalarda attığı ve takımını kupaya taşıyan golün ardından formasını çıkarıp, sporcu sutyeniyle koşarak müthiş bir sevinç yaşadı. Adeta "Sahada forma çıkartmak da sadece erkek futbolcuların ayrıcalığı değil. Biz de varız" der gibiydi.
Bir de... Maçta ne faul ve penaltı çalmaya çalışan, ne kartlara itiraz eden, ne de yok yere dakikalarca yerde yatan futbolcu vardı. Kadın eli değince her şey nasıl da güzel, estetik, sakin ve adaletli oluyor...
Gaf kürsüsü
Milyoner'de Aydınlı yarışmacı "Hangisi üzerinde insanların yaşadığı bir ada değildir?" sorusuna "Kuşadası" yerine "Koyun Adası" yanıtını verince elendi. Zira Kuşadası bir yarımada idi.
Zap'tiye
Hollanda'da oğlunun fırınına elinde satırla giren soyguncuyu deterjan kutusu ve toz beziyle etkisiz hale getirip kaçıran Latife Peker, deterjan reklamlarının yeni yıldızı olmalı.
Ne demiş?
"Sevgi birbirimize, barış hepimize lazım..." (Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün'ün konuk olduğu TGRT Haber'deki sözü)