Hafta sonunun spor ekranından bazı notlar derledim. Sırasıyla paylaşmak isterim:
■ Voleybolda dünyanın en iyi takımı ile en iyi üçüncü takımı pazar günü Ankara'da karşılaştılar ama medyamızın ruhu duymadı. Vakıfbank ile Opet Fenerbahçe kadın voleybol takımları arasındaki muhteşem Axa Türkiye Voleybol Kupası final maçı ne gazetelerin birinci sayfalarında, ne spor sayfalarının zirvelerinde, ne de televizyonların haber bültenlerinde yer aldı. Konuyla ilgilenen bir tek TRT Spor Yıldız kanalı oldu. Maç öncesi ve sonrası özel yayınlarıyla 3-2 Vakıfbank lehine sonuçlanan soluk kesici finali harika bir şekilde ekrana taşıdılar. Bu arada Kerem Öncel kusursuz anlatımıyla, tıpkı basketboldaki Murat Murathanoğlu gibi voleybolun geniş kitleler tarafından sevilmesini sağlayan yeni bir efsaneye dönüşeceğinin sinyallerini verdi. Diğer bir efsaneye gelince: Fenerbahçe muhteşem bir smaçöre kavuşmuş. Adı Melisa Vargas. Türk vatandaşlığına geçen Kübalı oyuncu, seneye Milli Takım'da da oynayacak. Belli ki hem Fenerbahçe, hem de Milli Takımımız kazanacak.
■ Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu spor muhabirliğimdeki ilk göz ağrımdır. Senelerce bisikletçilerin arkasında bu turu kovaladım. Bu yıl 57'incisi düzenlenen turun çok önemli bir özelliği vardı. İki ayrı kıtanın iki ayrı güzergahtan iki kez karadan geçildiği ilk bisiklet turu olarak tarihe geçti. Bunu sağlayan da 1915 Çanakkale Köprüsü'ydü. Baktım, futbola esir düşmüş spor medyamda yine "tık" yoktu.
■ Büyük bir beklenti ile karşısına oturduğum GZT Giresunspor - Beşiktaş maçından yine ağzımda keçiboynuzu tadıyla ayrıldım. Tıpkı haftanın tatsız, tuzsuz diğer maçları gibi... Sonra düşündüm: Türkiye'de bir komi, haftalığıyla bilet alıp bizim sahtekarlar ligini izliyor. Fransa'daki komi ise haftalığının üçte biriyle PSG maçına bilet alıp, dünya devleri Messi, MBappe ve Neymar'ı bir arada izliyor. Şimdi bizim o komi, elinde Giresunspor - Beşiktaş maçının biletiyle Tüketici Hakları Derneği'ne başvursa parasını geri alır mı almaz mı?
■ Bu aralar ekranda futbol adına neredeyse tek güzel görüntü Fenerbahçe'nin 17 yaşındaki oyuncusu Arda Güler'in performansı. Ancak Galatasaraylı Eren Aydın, Arda Güler'in forma giydiği U19 liginde 25 gol atıp, 6 asist yapmasına rağmen bugüne kadar A takımla idmana bile çıkartılmadı. İşte Teknik Direktör Torrent'in ve spor medyşamızın "Fransız kaldığı" bir konu daha...
9 kere kapıyı çalan misafir
Cuma günü hemen her gün geçtiğim Sarıyer Özdere Caddesi'ni polis kapatmış, araçları başka bir güzergaha yönlendiriyordu. "Yine mi kaza oldu?" dedim içimden. Akşam haber bültenlerinde öğrendim ne olduğunu... 30 ton demir yüklü TIR yoldan çıkmış, bir gecekondunun üzerine uçmuş, büyük bir şans eseri 9 kişinin yaşadığı evde kimse yaralanmamıştı.
Kazazede aile reisi diyordu ki, "Burada yaşanan 10'uncu ağır vasıta kazası. Biz bir gün çatımıza araç düşeceğini biliyorduk. Geceleri uyuyamıyorduk. Sonunda başımıza geldi..."
Sözünü ettiğim yol, Maden mahallesindeki yoğun trafikten kaçmak isteyen kestirmeciler tarafından kullanılıyor. Yer yer 35 dereceye varan yokuşları var. Bırakın koca TIR'ı ben binek otomobilimle bile yokuş aşağı inerken soğuk terler döküyorum. Çıkarken de zorlanan ağır vasıtaların ardında dakikalar harcıyorum.
Peki ya bu kadar adı çıkmış bir yola o koca TIR'ların girmesine nasıl izin veriliyor? Neden caddenin girişlerine "Ağır vasıta giremez" tabelaları yerleştirilmiyor. İlle de -maazallah- ölenlerin mezar taşıyla aynı gün mü dikilecek o tabelalar?..
Zap'tiye
Türk Dil Kurumu, yabancılara en iyi Türkçe öğreten kuruluş olarak Futbol Federasyonu'na şilt vermeli. Baksanıza, takımlarda neredeyse hiç yerli futbolcu kalmadığı için her seremonide en az 20 yabancıya İstiklal Marşı'nı dinletiyor.
Şeref kürsüsü
İstanbul'da yürümekte güçlük çeken kadını aracına alıp ücretsiz olarak evine kadar götüren, sonra da sırtına alıp ikinci kattaki dairesine çıkartan taksi şoförü Süleyman Güngör mesleğin yüzünü ağarttı.
Ne demiş?
Atv muhabiri sordu: "Türkiye'den uzaya gidecek astronotlar arıyorlarmış. Ne dersiniz?" Sokaktaki genç de sordu: "Öyle mi? Kaç para veriyorlarmış?"