Atv'nin kısa zamanda fenomen haline gelen dizisi Yalnız Kurt her hafta olduğu gibi bu hafta da önemli mesajlarla yüklüydü. Özellikle de vatan savunması konusunda... Dizinin bilge karakteri Davut Bahadır, ömrünü Türkiye'nin yerli ve milli hava savunma sistemi Yıldırım Projesi'ni korumaya ve onun FETÖ marifetiyle düşmanların eline geçmesini önlemeye adamıştı. Bu yolda yetiştirdiği pek çok memleket sevdalısı evladını da yitirmişti. Davut Bahadır, bu meselenin neden bu kadar önemli olduğunu merak eden Yalnız Kurt Altay'a konuyu şu sözlerle anlattı:
"Düşmanlar bizi karadan geçemeyeceklerini biliyorlar. Denizlerimizde de mavi vatanı koruyan güçlü bir donanmamız var. Geriye bir tek hava sahamız kalıyor. Onlar Patriot ve S-400 gibi sistemlerle kendi kapılarını kilitlemişler. Bize de şifreleri yani anahtarı kendilerinde olan bu kapıyı satmaya çalışıyorlar. Hırsızdan kapı satın alınır mı? Biz de kendi hava savunma sistemimizi imal etmeye karar verdik. Onlar, Türkiye'nin bunu başarmasından büyük endişe duydular. Tek dertleri bu oldu. Bir şekilde Yıldırım Projesi'ni ele geçirmeye çalışıyorlar. Hava savunma sistemi bir ülkenin çatısıdır. Bir an önce çatımızı kapatmamız lazım."
Dizinin ilerleyen bölümlerinde hava savunma sistemimizi oluşturmaya çalışan Selçuklu ailesinin (İsim size ne çağrıştırıyor?) 15 Temmuz kalkışmasında nasıl ortadan kaldırılmaya çalışıldığı gözler önüne serildi. Daha sonra ailenin suikasttan kurtulan oğlunun, hava savunma sistemini hayata geçirmek için hazır olduğu anlaşıldı. O genç de fena halde Selçuk Bayraktar'a benziyordu.
Bölgemizde Üçüncü Dünya Savaşı'nın ayak seslerinin giderek yakınlaştığı şu günlerde Yalnız Kurt'a kulak vermekte fayda var.
Nur Tuğba farkı
Kanal D'de yayınlanan Neler Oluyor Hayatta? sabah erken saatte yayınlanan masa programları arasında ayrıcalıklı bir yere sahip oldu. Bunda "halk adamı" Hakan Ural'ın samimi ve yerinde tespitleri kadar, partneri Nur Tuğba Namlı'nın pozitif kişiliğinin de büyük payı olduğunu düşünüyorum.
Çok eski bir dostum olduğu için sevgili Hakan'ın alınıp, gücenmeyeceğinden zerre kadar şüphem yok. Onun için rahat olacağım. Hakan zor adamdır. Özellikle de canlı yayın için. Çünkü heyecanlıdır, son derece baskın bir kişiliğe sahiptir.
Sözü havada kapar. Partnerinin, Hakan'ı bu haliyle kabul etmesi ve gerçekten sevmesi gerekir. Aksi halde program bir ego çarpışmasına döner. Nitekim Hakan Ural'ın daha önceki programlarında pek çok partner değiştirmesi, bu durumun ispatıdır. Sıfır egoya sahip, dünya tatlısı Nur Tuğba kardeşim, Kavuklu'nun yanındaki Pişekar olmayı, onu servis eden tepsi olarak kalmayı içine sindirmiş, özümsemiş.
Sevgili Hakan'ın bu durumun farkında olduğunu da iyi biliyorum. Zaten Nur Tuğba'dan "razılığını" da her fırsatta dile getiriyor. Allah ekranda yorum yapan herkese Nur Tuğba gibi bir partner nasip etsin.
Dalga geçer gibi...
Reklamda "Otomobil almak, eve yemek sipariş etmek kadar kolay" deniliyor. Sarp Apak diyor ki: "Canım araba çekti. Kendime şöyle güzel bir hatchback söylüyorum." Yanındaki arkadaşı "Bana da söyle" deyince, bizimki "O zaman coupe söylüyorum" diyor. Firmanın bir başka reklamında kadın "Cabrio bende çok mu açık durur?" filan diye soruyor. (Arabaları da eve kadar camekanlı kamyonla teslim ediyorlarmış iyi mi?)
Ekonomik krizin pek çok ülke ile beraber bizi de duman ettiği şu günlerde en ortalama otomobilin sıfırı 400 bin liraya satılırken bu ne şımarıklık, ne zevzekliktir demek geliyor içimden...
Gaf kürsüsü
"Kaleci Marafona eliyle tokatlıyor..." (A Spor'da Alanyaspor-Adana Demirspor maçını anlatan spiker Aykut İnce'nin sözleri... Tokat başka hangi uzuvla atılır ki?)
Zap'tiye
Cemre bile düştü, bir tek şu marketlerdeki fiyatlar düşmedi...
Ne demiş?
"Parasız adam, gereksiz adamdır." (Mahmut Tuncer'in şarkıcı kızı Gizem Tuncer'den bir yaşam manifestosu)