AKM yani Atatürk Kültür Merkezi'nin Gezi Olayları sırasındaki halini hatırlıyor musunuz? Üstüne bölücü örgütün bayrakları, Apo'nun fotoğrafları asılmış, adeta devlete isyanın 'üssü' olarak kullanılmıştı.
O mezbelelik, kısa süre içinde eskisinden çok daha görkemli bir şekilde ülkenin kültür ve sanat mabedi haline getirildi. Bugün de açılışı yapılacak Sinan Operası ile... Sinan kim? Dünyanın önünde saygı ile eğildiği bir mimari deha, 500 yılı aşkın süredir dimdik duran eserleriyle Türk ulusunun iftihar vesilesi. Binayı yeniden inşa edenlerin verdiği mesajın güzelliğine bakar mısınız? "İçimizde Sinan'ın ruhu oldukça biz daha neleri başarırız..."
Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı... Cumhuriyet'e ve onu kuranlara sevgi, saygı, minnet göstermenin tek yöntemi statlarda toplanıp, eski Sovyet rejiminden kalma senkronize spor hareketleri yapmak, elde meşale ile yürümek değildir. Cumhuriyet'i layıkıyla kutlamanın en gerçekçi yolu, o Cumhuriyet'e eser kazandırmaktır. Yeni AKM'ye ter akıtan herkese yürekten teşekkür ediyorum. Yaşasın Cumhuriyet!..
Yasin'in bile hazırı varmış!
Prof. Nihat Hatipoğlu geçen pazar günü Atv'deki programında mezarlık ziyaretinde uyulması gereken kuralları ve adetleri anlatıyordu. Onca mezarlık ziyareti yapmışlığım vardır ama kabirlerin başında bazılarının 'hazır Yasin' sattığını ilk kez hocamızın ağzından duydum. Meğer bunu iş haline getiren bazı 'profesyoneller' (!) okuyup da kimseye göndermedikleri Yasin'leri, ölenlerin yakınlarına "Hazır Yasin'im var" diyerek satarlarmış.
Hatipoğlu para karşılığı alınan bu duanın ölene ve kalana hiçbir faydası olmadığını, mümkünse Yasin Suresi'ni yakınların kendilerinin okuması gerektiğini belirterek ekledi: "Ancak bu kişilerin çoğu muhtaç insanlardır. Onlara karşılıksız olarak sadaka vermenizde bir sakınca yoktur. Ama duanın alınıp satılması söz konusu olamaz."
Vallahi her şeyin hazırına fena alıştık. Hatta sizlere bu köşede internet üzerinden 'sanal' mezarlık ziyareti yapıldığından bile söz etmiştim. Ama mezar başında -haşa- Yasin-i Şerif alım-satımı sanırım bu konudaki zirve noktasıydı.
Hocamız programda "Mezar ziyareti yapmak dünya hırsını engeller, insanı doğru yola sevk eder" dedi. Öyle haklıydı ki... Ne zaman birini toprağa versem ya da kabir ziyaretinde bulunsam, 'ölümün' varlığını hatırlar, dünya alemindeki fuzuli sıkıntılarımdan arınır, daha da kararlı bir şekilde hayatımı sadeleştirmeye çalışırım.
Daha önce de yazmıştım. Zincirlikuyu Mezarlığı'nın dış kapısında bulunan "Her fani ölümü tadacaktır" yazısının, aslında kapının içine de yazılması gerekir. Özellikle mezarlıktan ayrılanlara 'hatırlatmak' için...
Turkcell yine yaptı yapacağını...
Kim bilir bu kaçıncı Turkcell reklamı güzellemem olacak. Ama özel günlerde insanın yüreğine dokunan öyle harika kampanyaları ekrana sürüyorlar ki, sizlerle paylaşmasam bu emeğe saygısızlık edeceğimi düşünüyorum.
Firma bu kez de Cumhuriyet Bayramı için enfes bir reklam filmi çekmiş. Minik kız, Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için okulunun sahnesinde Cumhuriyet Güneşi Türkün Sönmez Ateşi marşını söylüyor. Ama bir yerinde takılıp, "Unuttum..." diyor. Salonda buz gibi bir sessizlik... Çocuk mahcup ve üzgün... Sonra babası koltuğundan kalkıp, kızının yarım bıraktığı dizeyi tamamlıyor. Ardından annesi diğer mısrayı söylüyor. Onun arkasından izleyiciler arasında bulunan bir adam marşa devam ediyor. Derken tüm salon ayağa kalkıp hep birlikte marşı tamamlıyorlar... Dış ses, bugünlerde adeta damarlarımızdaki asil kan kadar muhtaç olduğumuz o cümleyi söylüyor: "Biz bir olduğumuzda her güçlüğü aşarız..."
Bir kez daha teşekkürler Turkcell... Hatırlattığın tüm güzellikler için...
Gaf kürsüsü
ODTÜ mezunu Eren adlı yarışmacı, Atv'nin Milyoner'indeki "Amfora neyin bir çeşididir?" sorusunda seyircinin yüzde 51'lik çoğunluğuna aldanıp, "Testi" yerine "Sehpa" diyerek üçüncü soruda elendi.
Zap'tiye
Şu elçiler meselesi size de Fareli Köyün Kavalcısı masalını hatırlatmadı mı? Ne kadar kulak verirsen Kavala, o kadar çok fare takılır ardına...
Ne demiş?
Öğretmeni, bizim 5 yaşındaki kızımıza sormuş: "Cumhuriyet ne demektir Ela?" Bizimki tereddütsüz cevap vermiş: "Cumhuriyet, Atatürk devrimleridir öğretmenim..." (Bunu duyduğumdan beri göğsüm bedenimden 5 santim ileride yürüyorum.)