Herkes bir haftadır eteğindeki tüm taşları döktüğüne göre gönül rahatlığıyla yorum yapabilirim.
Efendim, ünlü organizatör Erkan Özerman, düzenlediği güzellik yarışmasında yer alan erkekleri kendisine masaj yaptırmaya çağırmış. Adayların iddiasına göre bu isteği reddedenler dereceye girememiş falan...
Erkan Özerman'ın özel hayatını ve tercihlerini sorgulamak bana düşmez. Ama yıllardır herkesin bildiği ve gizli gizli birbirinin kulağına fısıldadığı 'malumun ilamı' üzerine bu kadar fırtına koparmaya da gerek yok diye düşünüyorum. Beni asıl ilgilendiren, bugüne kadar benzer iddiaları 'kazanan' yarışmacıların değil de hep 'kaybedenlerin' dile getiriyor olması. Sizce hangisi daha samimi? Özerman'ın "Canımın istediğini masaja davet ederim. Dileyen gelir, dileyen gelmez" demesi mi, yoksa kaybedenlerin program program dolaşması mı?..
Özcan Deniz'in 'adam gibi' duruşu
Görüntüleri haber bültenlerinde ya da sosyal medyada izlemiş olmalısınız. Özcan Deniz, ayrıldığı eşi Feyza Aktan'ın yanında bulunan oğlunun okula gönderilmediğini öğrenince eski eşinin kapısına dayanıyor. "Çabuk çocuğun okul kıyafetlerini giydir, 5 dakikan var" diyor. Kadın, önce Özcan Deniz'i tokatlıyor, sonra üzerine atılıp tişörtünü yırtarak darp ediyor. O sırada Özcan Deniz, hiç tepki vermiyor, heykel gibi duruyor. Hatta kendini korumaya bile kalkışmıyor. Sadece eski eşinin, çocuğuna şiddet uyguladığını düşündüğü anlarda müdahale etmeye çalışıyor.
Özcan'ın; kadına şiddetten yıldığımız şu günlerde 'adam gibi duruşuna' saygı duydum. Ama tavrı bana aşırı soğukkanlı geldi. Sanki her şeye hazırlıklıymış gibi bir hisse kapıldım. Olay sırsında Feyza Aktan'ın "Burada kameralar önünde şov mu yapıyorsun?" demesi de kafamı bulandırmadı değil.
Neyse... Eğer ortada bir 'kurgu' yoksa, Özcan Deniz'in 'örnek' duruşuna şapka çıkarıyorum. Ama bu görüntülerin 3 yaşındaki Kuzey'in gözlerinin önünde yaşanmasını da bir türlü unutamıyorum.
Milyoner'deki azim anıtı
Bu hafta Atv'deki Kim Milyoner Olmak İster? yarışmasına Ankara'da yaşayan Azerbaycanlı Su Emin damga vurdu. Böbrek rahatsızlığı yüzünden yıllar önce tedavi olmak için Türkiye'ye gelen, bir yıl boyunca hastanede yattıktan sonra diyaliz makinesine mahkum olan Su, şimdi bile haftada üç kez, günde 8 saat diyaliz makinesine bağlanıyor. Hastanede kaldığı süre boyunca üniversite sınavlarına hazırlandı ve içinde bulunduğu zor şartlara aldırmadan tıp fakültesini kazandı. Şimdilerde ise onu bir zamanlar tedavi eden doktorlar ile beraber aynı hastanede hasta bakıyor.
Su, heyecandan tir tir titremesine rağmen harika bir yarışma çıkardı. 100 bin liralık soruda fazla acele etmese, daha da ilerleyecekti. Ama verdiği yanlış cevapla 30 bin liraya razı oldu.
Güldürenler teker teker göçerken...
Oyuncu Kemal Kuruçay'ın vefat haberini alır almaz, gözümde Mandıra Filozofu filmindeki, bana kahkahalar attıran o unutulmaz tuvalet sahnesi canlandı. Bir yandan işini görüp, diğer yandan eliyle fotoselli lambayı yakmak için çırpınıp, aynı anda telefonla konuşmaya çalıştığı sahne benim komedi filmleri içindeki favorimdi.
Cumartesi günü Atv Kahvaltı Haberleri'ndeki kurgu ise son derece anlamlıydı. Nereden buldularsa, Kemal Kuruçay'ın, Seksenler dizisinde merhum Rasim Öztekin ile karşılıklı konuştukları sahneyi ekrana taşıdılar. Kemal Kuruçay: Nereye? Rasim Öztekin: Gidiyorum ben. Peki sen nereye? Kemal Kuruçay: Senin gittiğin yere...
Nasıl da birer birer azalıyor kahkahalarımız...
Gaf kürsüsü
ABD'de yatırım uzmanı olarak çalışan akademisyen Damla Nurcan Özkılıç, Atv'deki Milyoner'de "Bir kasedeki 27 kaju fıstığının 9'u hariç hepsini yerseniz, kasede kaç fıstık kalır?" sorusuna 9 yerine 18 deyip ikinci soruda elendi.
Zap'tiye
Günümüzde iki çeşit uyuşturucu ana maddesi var: 1- Afyon. 2- Ayfon.
Ne demiş?
"Pusatlarımız bilensin. Türk'ün bir damla gözyaşı için cihanı yıkarız." (Atv'nin Kuruluş: Osman dizisinde Osman Bey'in sözü)