Antalya'daki dramı haber bültenlerinde izlemiş olduğunuzu tahmin ediyorum. Bir genç, kredi alıp Bitcoin'e yatırıyor. Ancak parayı batırıyor. Sonra arkadaşından borç alıyor, onu da kaybediyor. Yaklaşık 450 bin lira borcun altından kalkamayacağını anlayınca bunalıma giriyor. Eve geliyor, pompalı tüfeğini alıyor, önce anne ve babasını sonra da kız kardeşini öldürüp, aynı silahla intihar ediyor.
Bizim insanımızın en büyük karakter özelliklerinden biri de kısa yoldan, zahmetsiz zengin olma hevesidir. Bu nedenledir ki ülkemiz bir dolandırıcılık cennetidir. Saf köylüler evlenme vaadiyle çeteler tarafından dolandırılır. Yaşlıların evine girenler "Çıkar altınlarını, okuyalım da bereketi artsın" denilerek soyulur. Sokaktaki adamı çevirip, "Elimde altın külçesi var, yarı fiyatına sana satayım" diyerek, altın rengi çakmağı eline tutuşturup, aldatırlar. Adam son model otomobili dörtte biri fiyatından internette satışa koyar. Herkes üzerine balıklama atlar. Adam, topladığı kaporalarla ortadan kaybolur. Bankazedeler, Offshorezedeler, Bankerzedeler, Kooperatifzedeler ve türlü 'zedeler' bu nedenle bizim memleketten çıkar.
Hazinelerde herhangi bir karşılığı olmayan, yaratıcısının bir cümlesiyle buhar olması muhtemel, adı üzerinde 'sanal' para Bitcoin de akıl uçuran reklam kampanyalarıyla son günlerin en cazip yatırım enstrümanı haline getirildi.
Bu işe birilerinin el atması lazım. Aksi halde daha çook ocak söner.
10 unutulmaz film
Sevgili Kerem Alışık hediye olarak göndermese bu şahane yayından haberim olmayacaktı. Meğer, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye'den 10 Film adıyla, içinde 10 adet film DVD'si bulunan enfes bir tanıtıcı kitap yayınlamış. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, kitabın önsözünde şöyle diyor:
"Yaşamsal arayışları yansıttığı beyazperdede bizi duygudan duyguya sürüklerken 7. sanat, aynı zamanda toplumların tarihi çizelgesinde iz düşer. Türkiye'nin ve insanımızın yaşanmışlıklarını dönemsel olarak sanatla belgeleştiren sinemamızın başyapıtlarından bazıları da bu seçkide bir araya getirildi. Bu çalışmanın, ülkemizin ve sanat dünyamızın tanınmasına büyük katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum."
Bu köşede sürekli yazar dururum. Türk Sineması, dünyada tanınıp, bilinen, övgüye boğulan, ödülden ödüle koşan Japon, Kore, Hint ve İran sinemasından daha iyi. Tek eksiğimiz, ürünlerimizi dünyaya yeterince tanıtamayışımız. Bakanlık, işte bu yaraya merhem olmuş. Umarım bu eser, yurt dışı temsilciliklerimiz aracılığıyla doğru adreslere ulaştırılır da, dünya, Türk Sineması'nı yakından tanıma imkanı bulur.
Peki 10 filmlik seçkide neler mi var? Babam ve Oğlum, Bir Zamanlar Anadolu'da, Canım Kardeşim, Eşkıya, Hababam Sınıfı, Selvi Boylum Al Yazmalım, Son Mektup, Vizontele, Yol, Züğürt Ağa...
Seçenlere de, yayınına önayak olup hayata geçirenlere de sonsuz teşekkürler.
Bay J'den savunma
Sunduğu ödül töreninde Kerem Bürsin için "Bu yıl bölüm başına 120 bin lira alarak bu zorluğa katlandı" diyen ve bu sözüyle kimilerinden tepki, kimilerinden övgü alan Bay J'den mesaj geldi. İşte ünlü sunucunun savunması: "Sevgili Yüksel, gecenin başında yapacağım şakaya ödül töreni trafiği yüzünden vakit kalmadı. Ben de kartı geriye attım. Sonra kulaklıktan 'Abi oyala biraz, bağlantı' filan dediler. Şaka kartonlarını çıkarttım. Kerem'in üstüne denk geldi şaka. Talihsizlik aslında. Başta yapsam, kimse konuşmayacaktı. Ilımlı yazın için de çok teşekkür ederim."
Gaf'let kürsüsü
Deva Partisi İstanbul İl Yöneticisi Beytullah Aksoy, Andımız tartışmasına skandal sözler ile katıldı: "Bir Türk için her sabah ben Türk'üm diye bağırmak ancak hayvani bir ihtiyacı tatmin edebilir."
Zap'tiye
Sayıları çığ gibi büyüyen estetik mağduru kadınlar parti kursalar, ilk seçimde iktidara gelirler.
Ne demiş?
"Ne istediniz dondurmalarımdan? Hem de en iyilerini seçmişler. Boğazınız şişer inşallah..." (Dükkanının önündeki buzluktan dondurmaları çalınan dondurmacının haber bültenindeki intizarı)