Yeni sezonun en çok konuşulan dizilerinden biri de tv8 ekranlarındaki Kımızı Oda. Özellikle Binnur Kaya'nın oyunculuk performansı parmak ısırtıyor.
Gelin görün ki, uzman psikiyatr ve psikologlar, gerçeklere uymadığı ve yanlış mesajlar verdiği gerekçesiyle diziyi yerden yere vuruyorlar. Geçtiğimiz günlerde Arif Verimli hocamız da Binnur Kaya'nın haddinden fazla müşfik görüntüsünün ve abartılı mimiklerinin psikiyatri bilimiyle örtüşmediğini dile getirmişti. Diğer uzmanlar ise "Hayatına ne çok şey sığdırmışsın" gibi cümlelerin ve abartılı iyimserliğin bu mesleğin gerçekliğiyle uyuşmadığını ifade etmişlerdi.
Benim takıldığım nokta ise diziye ismini veren, psikiyatristin odasının rengi. Baştan sona kırmızı renkte dekore edilmiş. Hatta odaya çıkan merdivenlerdeki halının rengi bile kırmızı. Uzman değilim ama bildiğim kadarıyla kırmızı; duygusal abartının, şiddetin, öfkenin rengi. Hatta mesleğin babası Sigmund Freud'un kırmızı ile cinsel sapkınlıklar arasında kurduğu ilişki hakkındaki teorisini de okumuştum. Yani kırmızı, danışanlarını rahatlatarak, onların iç dünyalarına girmeye çalışan bir psikiyatrın dekorasyon için tercih edeceği son renk olmalı.
Umarım, dizinin yeni bölümlerinde bu tercihin mantığı izleyiciye de anlatılır.
Çukur'da hortlayanlar Alev Alev
Show TV'de önümüzdeki günlerde yeni bir dizi başlayacak. İsmi Alev Alev. Yapımcısı, aynı kanaldaki Çukur'u da yapıyor. Ay Yapım-Kerem Çatay... Fragmanlarına baktım, bir de ne göreyim, Çukur'da geçen sezonlarda ölen kim varsa bu dizide hortlamış. Dilan Çiçek Deniz'i mi ararsınız (Sena), Berkay Ateş'i mi (Mahsun), Cihangir Ceyhan'ı mı (Azer)?
Hele Azer'in; bırakın 40'ı, daha haftası bile çıkmadan Alev Alev dizisinde hortlaması tüylerimi ürpertti vallahi!..
Yapımcılar adeta oyuncularla birlikte klan oluşturdular. Her yeni dizide, bir öncekinde beraber çalıştıkları oyuncuları oynatıyorlar. Bu da hem yüz çeşitliliğini hem de inandırıcılığı baltalıyor.
Hiç aksamayan bir Topal
Mehmet Topal... En sevdiğim futbolcu. Şimdilerde Başakşehir'de oynuyor. 34 yaşına geldi. Acayip rekorları var ama bilen yok. Üç büyük kulüpte birden şampiyonluk gören tek futbolcu. (Galatasaray, Fenerbahçe, Başakşehir) 10 yıllık periyotlarla Şampiyonlar Ligi'nde forma giyen tek Türk futbolcu. (2000-2010-2020) Ama dedim ya, kimse bilmez. Çünkü vitrini yoktur.
Onu süper lüks otomobiliyle gece kulüplerinin önünde hava atarken göremezsiniz. Gömlek değiştirir gibi eş, sevgili değiştirmez. Ağzından sansasyon yaratacak konuşmalar, sataşmalar, imalar duyamazsınız. Karısıyla birlikte neredeyse her hayır işinin, sosyal sorumluluk projesinin orta yerindedir ama kimse görmez, duymaz, yazmaz.
Tam bir görev adamıdır. Gösterişsiz ama çok faydalı oynar. Centilmendir, adaletlidir. Kendini yalandan yere atmaz. Eğer yerde kıvranıyorsa, gerçekten de tekme yediğindendir. "Topal itiraz ediyorsa mutlaka yanlış karardır" sözünü futbol tarihimize yazdırmıştır.
Ne mutlu ona... Ne mutlu onun zamanına yetişip bu satırları yazma onuruna ve keyfine erişen bana...
Gaf kürsüsü
Arjantin'de meclis toplantısı video konferans yöntemiyle yapılıyordu. Kamerasının açık olduğunu unutan bir milletvekili, o sırada yardımcısıyla bir hayli yakınlaşınca büyük bir skandal patlak verdi. (Üç çocuk babası vekil Juan Emilio Ameri hem görevinden istifa etti hem de boşanma davasıyla yüz yüze kaldı)
Zap'tiye
İspanya'da eskiden rahiplik yapan bir belediye başkan adayı, kampanyasında "Bana oy vermezseniz bütün günahlarınızı açıklarım" dedi, 2002'den beri görevde.
Ne demiş?
"Allah'ım sana doğru yürümeden önce reklama gidiyoruz..." (Bir gencin ihbarı karşısında duyduklarına inanamayan Müge Anlı'nın isyanı)