HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik'in tecavüz ettiği kadının anlattıklarını Sabah'ta okudunuz mu? Eğer okumadıysanız lütfen internet arşivimize girin. Tabii yüreğiniz elverirse...
Kadına tecavüz, sadece bir cinsel saldırı değildir. Kadınlığa, hatta insanlığa kastetmektir. Çünkü o kadın sadece fiziksel bir tecavüze uğramaz. Ruhu zedelenir, kadınlık duyguları törpülenir, hayata inancını yitirir, kendini kirlenmiş ve aşağılanmış hisseder. Yarasını bir ömür boyu ruhunun derinliklerinde taşır. Kanar, kanar, kanar...
Birkaç gündür bekliyorum. Başta HDP'yi her fırsatta koruyup kollayan, sözde liberal ve demokratlar bu büyük insanlık suçu hakkında bir şeyler söylesinler diye. Muhalefete yakın duran ünlüler; taciz, tecavüz ve şiddete maruz kaldığında yeri göğü inleten, kadın hakları üzerine mangalda kül bırakmayanlar, usul usul parlattıkları HDP'nin tecavüzcü milletvekili için ağızlarını açmıyorlar. İşte en büyük tehlike de burada başlıyor zaten. Suçları ve cezaları sadece siyaset ölçeğinde değerlendirme, tepkilerimizi fanatikçe tuttuğumuz partiye, benimsediğimiz sığ politikaya göre belirleme alışkanlığı önümüzdeki en büyük tehlike.
HDP'ye gelince... Bebek katili, harem sahibi Apo'yu önder belleyen, dağlardaki kadın kadrosunu her türlü sapık emelleri için kullanan PKK'ya "Terörist" bile diyemeyen bir partinin milletvekilinden insan başka ne bekleyebilir ki? Şu hale bakar mısınız? Her fırsatta teşkilatındaki kadın sayısının çokluğuyla övünen, yapılanmasını bir erkek ve bir kadından oluşan 'eş başkanlarla' sürdüren HDP'de bu hunharca tecavüz olayı için tek bir ses çıkmıyor. Gözlerini yummuşlar, kulaklarının üzerine yatmışlar, vicdanlarına susturucu takmışlar sanki.
En çok da Tuma Çelik'in Mardin milletvekili olmasına üzülüyorum. Bir kez ziyaret ettiğim ve her taşına hayran kaldığım medeniyetler harmanı Mardin'den böyle bir adam nasıl çıkar? Ben Mardinlilerin yerinde olsam, sözde kendilerini temsil eden ama kentlerinin adını 'hunharca' kirleten bu adama karşı kampanya başlatırdım...
Müthiş bir icat: E-Mahkeme
Koronavirüs süreci, olumsuz etkilerine rağmen hem yaratıcılığımızı artırdı, hem de hayatımızı kolaylaştıracak yeni fikirlerin doğmasını sağladı. Bahçeşehir Üniversitesi'nin geliştirdiği dijital platform E-Mahkeme sayesinde hem adaletin tecelli süreci kısalacak, hem devletin üzerindeki bürokratik yük hafifleyecek, hem de hukukçular ve vatandaşlar yüzlerce kilometre kat etmeden, günlerce adliye binalarının kapılarını aşındırmadan işlerini oturdukları yerden halledebilecekler. İfade, iddia, savunma, keşif ve bilirkişi süreçlerinin elektronik ortamda yapılmasını sağlayan, adli takibat sırasında görsel ve işitsel teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanarak son derece işlevsel bir hale bürünen E-Mahkeme sayesinde dava takiplerinde bürokratik maliyetler de asgariye indirilecek. Çocukluğumdan bilirim. Anadolu'da hakimlik yapan merhum babam, küçücük bir kavga ya da hakaret davasının yerinde keşfi için katır sırtında kilometrelerce yol gitmek zorunda kalırdı. Şimdi bir çobanın, dağda kestiği bir ağaç için 100 kilometre ötedeki şehir adliyesine gitmesine gerek kalmayacak. Köyün muhtarının bilgisayarından savunmasını yapabilecek, davasını takip edebilecek. Dijital ortam, bir mahkeme salonunda ve adliye binasında olması gereken her şeyi o çobanın ayağına getirecek. Az şey mi?
Bu çağdaş uygulamanın hayata geçirilmesi için olağanüstü çaba harcayan Bahçeşehir Üniversitesi'ni yürekten kutluyorum.
Şeref kürsüsü
şeref kürsüsü Koronavirüs karantinası için Kütahya'daki KYK yurdunda 14 gün kalan gurbetçi vatandaşın Kuran-ı Kerim arasına koyduğu 400 Euro ve mektup aylar sonra bulundu. Mektupta "Odanızda 14 gün kaldım, hakkınızı helal edin. Bu parayı da dördünüz aranızda paylaşın" yazıyordu. (Dünya dönüyorsa bu isimsiz vatandaş gibilerin yüzü suyu hürmetine dönüyor)
Zap'tiye
Fenerbahçe Ülker Stadı'nın bakım sorumlusunu kutluyorum. Her hafta '11 kazmanın' girdiği o zemini yeşil tutabilmek herkesin harcı değil!
Ne demiş?
Yaparsın Aşkım'da İlker Ayrık, yarışmacı kadından eşi için merhamet dileniyor: "Yazık değil mi adama?" Kadının yanıtı: "Ona ne beddualar ettim gözün kör olsun diye. Şimdi gözlük takıyor."