Cumhurbaşkanlığı harika bir iş yaptı, İstanbul Yeditepe Konserleri düzenledi. Gelin görün ki bunu da sığ muhalefete malzeme yapmaya kalkanlar oldu. Her fırsatta sanatın, sanatçının yanında olduklarını iddia edenler, bu 'can suyunun' bile önüne baraj kurdular. Bu konserler için 30 milyon lira harcandığını iddia edenlere tokat gibi cevap ise sanatçı Coşkun Sabah'tan geldi. Dün Kanal D'nin 2. Sayfa programına bağlanan Sabah, ortaya atılan meblağın tamamen hayal ürünü olduğunu belirterek, "Bunun 10'da biri bile değildir. Çünkü hepimiz, herkes normal kaşemizin (konser başına ücretlerinin) yarısını aldı. Ben de dahil pek çok sanatçı bunu bir milli görev olarak gördük" dedi.
Müzik piyasası zaten zordaydı. Koronavirüs krizi de eklenince, sektör büyük bir bunalıma girmişti. Hani neredeyse insanlar müzik dinlemeyi bile unutacaklardı. Televizyonlarda tek bir müzik programı yok. Eskinin eğlence programları mazi oldu. Albümler satmıyor. Herkes dijital tık'lara mahkum. Böyle bir dönemde 'gerçek sanatçılara' konser fırsatı yaratmak, onları yeniden sevenleriyle buluşturmak, bu sayede halka moral ve enerji aşılamak nasıl olur da 'israf' diye nitelenir? Üstelik ödendiği iddia edilen astronomik ücret, bizzat o sanatçılar tarafından yalanlanırken...
Bırakın bağcıyı dövmeyi de üzüm yiyin biraz...
Bu dizi kaçmaz
Yarın yazı günüm olmadığı için bugünden haber vereyim istedim. Yarın saat 20.00'de atv ekranları başına geçin. Çünkü uzun zamandır gülmeye hasret televizyon izleyicileri, atv ekranlarında tek kelime ile 'muhteşem' bir dizi başlıyor: Gençliğim Eyvah...
Neden bu kadar iddialı konuşuyorum peki? Çünkü benim gibi ekran başındakileri yıllardır en çok güldüren dizi oyuncuları bir araya gelmiş. Cengiz Bozkurt, Levent Ülgen, Günay Karacaoğlu... Onlara, pırıl pırıl, gencecik ve umut vâdeden oyuncular eşlik ediyor. Dizinin bugüne kadar yayınlanan iki fragmanını bile kahkahalarla izledim. Sıcacık, bizden, hani uzun yıllardır hasretini çektiğimiz o eski mahalle dizilerinin havasında bir yapım. İzleyin, pişman olmayacaksınız...
Sahte sağlıkçılara dikkat!
Fırsatçılık konusunda muhtemelen dünya lideriyiz. Her türlü krizi fırsata çevirmekte üstümüze yok. Tabii illegal yoldan...
Sağlık Bakanlığı, bu hafta başından itibaren 185 bin hanede koronavirüs ve antikor taraması yapacağını açıkladıktan saatler sonra hırsızlar, gaspçılar hemen harekete geçti. Ankara Oran'da ve Batıkent'te iki benzer hırsızlık olayı yaşandı. Üzerlerine beyaz tulum giyen ve maske takan kişiler Sağlık Bakanlığı'ndan geldiklerini söyleyerek iki eve girdiler. Sonrası malum. Biri, aile üyelerini bir odaya toplayıp sözde virüs testi yaparken, diğerleri evi soyup soğana çevirdiler.
Bu konuda Bakanlığın mutlaka bir açıklama yaparak halkı aydınlatması lazım. Gelenlerin gerçek görevli olduklarını nasıl anlayacağız? Önceden cep telefonumuza mesaj mı gelir, yoksa tanıdığımız aile hekimi ile birlikte mi gelirler, orasını bilemem ama bu sorunun bir an önce halledilmesi ve güvensizlik ortamının, tedirginliğin önüne geçilmesi lazım.
Kırmızı kartlık sevinç
Fotoğraf, Fenerbahçe- Kayserispor maçından. Gustavo, sarı-lacivertlilerin galibiyet golünü atmış, bütün futbolcular, yöneticiler vs. sahanın ortasında yumak olmuş.
Peki nerede kaldı sosyal mesafe? Bu manzara sokakta olsa, polisler hepsine tek tek 3 bin 100'er lira ceza yazmaz mıydı? Bence bu tür hareketler mutlaka kartla cezalandırılmalı.
Gaf kürsüsü
Ekranda gerekli gereksiz her şey sansür edilirken, FOX Haber, Esenler'de pazarcıların protesto amacıyla yere döktükleri sebzemeyveyi toplamaya çalışan gariban vatandaşların yüzünü gizlemeyi neden akıl edemedi ki?
Zap'tiye
Demet Evgar dudağından sokulunca arılara yeni iş kolu açıldı: Bal, arı sütü, polen, propolis ve şimdi de dudak dolgusu!..
Ne demiş?
"Senelik İlyas Salman ölüm haberi yalanlama şenliklerine hoş geldiniz. Fotoğraf temsili değildir, gerçekten yaşıyorum. Sevenlerim üzülmesin. Sevmeyenler, elli yıldır grip olmadım." (İlyas Salman'ın Twitter'daki isyanı)