Maç, benim için tribünlere asılan o pankartı gördüğüm an bitmişti. Fenerbahçeli olduğumu bilmeyen yok. Ama gerçek bir Fenerbahçeli olarak bu kadar utandığım bir başka an da yok. Ne yazıyordu o çirkin, nefret kusan, bölücü pankartta? 'Seni de, seni seveni de sevmiyoruz...' Canım gibi sevdiğim, koyu Galatasaraylı, 40 yıllık çocukluk arkadaşlarım Faruk'tan, Tayfun'dan, Gökhan'dan, Şenol'dan utandım önce... Ne demek "Seni seveni sevmiyorum?" Galatasaray'ın UEFA şampiyonu olduğu maçı Gökhan'ların evde seyretmiştik hep beraber. Fenerbahçeli olan ben, Popescu'nun son penaltı golüne öyle sevinmiştim ki, heyecanla fırladığım balkonda az daha dördüncü kattan aşağı düşecektim... İşte onun için o rezil pankartı gördüğümde yerin dibine girdim...
Peki derbideki 'nefret suçları' sadece o pankartla mı sınırlıydı? Ne yazık ki hayır. Maç sonuna doğru oyundan çıkan Galatasaraylı şımarık Belhanda'nın Deniz Türüç'e saygısızca yaptığı hareket sinirleri iyice gerdi. Aynı Belhanda, defolu kumaşını takım otobüsüne binerken de gösterdi. Üzgün Fenerbahçeli taraftara 'ağlayan çocuk' mimiği yapıp gülümsedi.
İşin pankart kadar çirkin tarafı, Galatasaray Kulübü'nün resmi sitesinin bu görüntüyü fütursuzca kullanmasıydı...
"Beyefendi" bildiğimiz, göreve gelirken Fenerbahçe taraftarının "Mustafa Kemal'imiz geldi" dediği, Türkiye'nin en saygın ailelerinden birine mensup Başkan Ali Koç'un maç sonunda tribünden, kendisine küfrettiği iddia edilen taraftarın üzerine atlaması ise derbideki nefret suçlarının üzerine tüy dikti. Bu hareketin mazereti olamaz. Ne yazık ki, Türkiye'de bir kulübün başkanı olduğun an küfür yemeyi de göze alacaksın.
Görmez, duymaz olacaksın. Ne demek taraftarın üzerine atlamak?
Sana ve ailene yakıştı mı sevgili Ali Koç? İşte bu yüzdendir ki, aile yıllardır gündemde olan Ali Koç'un Fenerbahçe'ye başkan olmasına şiddetle karşı çıkıyordu. Bunun olacağını öngörmüşlerdi.
Neyin mi? Parayla küfür yemenin...
Son sözüm yayıncı kuruluşa: Adınız 'yayıncı kuruluş'. O statta en az 25 kameranız var. Ama bizler Başkan Ali Koç ile taraftar arasında ne yaşandığını, milletin cep telefonuyla kaydettiği amatör görüntülerden anlamaya çalışıyoruz. Bu ayıp da BeIN Sports'a yeter...
Öküzün önde gideni
Haber bültenlerindeki görüntüyü izlemiş olmalısınız. Benim yüreğim dayanmadı, bakamadım. Bir çiftçi, 'velinimeti' olması gereken ineğini kafasına sopayla vurarak öldürdü. Hem de "Yapma, etme" diyen karısına inat... Ardından da ölü ineği kestirip sattı.
Peki sonra ne oldu?
Çiftlik çalışanlarından biri, adam tarafından ölümle tehdit edilmesine rağmen o görüntüleri jandarmaya ulaştırdı. Adamı ifadeye aldılar, Kabahatler Kanunu'na göre hayvana eziyet etmek, 'mal'a zarar vermekten 944 lira para cezası kesip salıverdiler. (Ne yalan söyleyeyim, cezayı duyunca benim de canım o insan sıfatlı 'mal'a zarar vermek istedi) Bu 'sözde' cezalar bu haliyle kalırsa biz bu görüntüleri daha çook izleriz. Bu arada benim başlık, sözün gelişi... Yoksa hiçbir öküzün bir ineğe böyle eziyet ettiği görülmemiştir. En fazla; aynı yalağa daha önce kafasını daldırmak için yanındaki ineği hafifçe iter, hepsi o kadar...
Gaf kürsüsü
BBC'nin Türk ekonomisini baltalamak için yayınladığı Geçinemeyenler belgeselinde aç olduğunu söyleyen Fatma Çetinkaya'nın (Gerçek adı Fatma Çakır imiş) aslında yatta doğum günü partileri düzenlediği ve evine tam 5 maaş girdiği ortaya çıktı.
Zap'tiye
Kitap seven filozof bir çocuğumuz vardı (Atakan), ikinci gün Aleyna Tilki ile polemiğe sokuldu, kaybettik...
Ne demiş?
Bir Zamanlar Çukurova'da Fekeli, beslediği güvercinlere bakarak şöyle dedi: (İçlerinden biri de Kerem Alışık'ın merhum annesi Çolpan İlhan'ın adını taşıyordu) "Ah Çolpan yıldızı, siz böyle çırpınmasaydınız, gökyüzünü size verirler miydi?"