Geçen hafta haber bültenlerinin en dramatik görüntüsüydü. İdlib'de 2 yaşındaki Suriyeli Selva bebek, uçak bombalarını oyun sanıyordu...
Babası Muhammet Abdullah sayesinde... Babası bakmıştı ki, gece Esad'ın uçakları, helikopterleri az öteye varil bombaları yağdırırken minik kızı korkuyor, dehşete kapılıyor; o da bu bombalamanın oyun olduğunu anlattı kızına. Sonra her bomba atıldığında gülmeye, eğlenmeye başladılar. Bir babanın bomba karşısında elinde kalan tek kalkanı buydu belki de... Selva artık ne zaman bir bomba sesi duysa, boncuk gözleriyle patlatıyordu kahkahayı...
İzleyince hepimizin aklına o bildik film geldi... Hayat Güzeldir... Hani bir baba, evladıyla birlikte düştüğü Nazi toplama kampını ona bir oyun bahçesi olarak tanıtmıştı ya, hah işte o film. Eğer sabrederlerse, büyük ödülü kazanacaklardı.
Güya...
Evet Selva bebek... Savaş bir oyundur. Ama biraz farklı bir oyun. Oyuncak bebek değildir etrafındakiler. Yattığında kapanan gözleri, kaldırınca açılmaz...
Seksek oynamazken de tek bacaklıdır bazıları... Kimisi fosfor bombası yüzünden ömür boyu körebe oynar. Misket oynarken, başlarının üzerinde patlayan misket bombalarına ütülürler... Emziklerini çıkartıp, solunum maskesini dayarlar ambulanslarda.
Ambulanslar... Daa, dii, daa, dii... Keşke oyun olsaydı sesleri...
Az ötende, Atme kampında memleketlin 5 aylık Abdülvahip oyunu kaybetti geçen hafta. Derme çatma mülteci çadırında, eksi 15 derece soğukta, üzerine örtülen battaniye yetmedi ona, dondu...
Evet, hepsi oyundu aslında Selva... Dünyanın en kirli oyunu... Keşke bir yerlerde "game ower" tuşu da olsaydı...
Efsane geri döndü
Efsane program, a Spor'da yeniden başladı.
Erman Toroğlu ve Hıncal Uluç'la Kale Arkası... Ne zamandır şöyle ağız tadıyla izlediğim bir spor/yorum programının özlemini çekiyordum.
Ustalar sayesinde hasretim bitti.
Hep söylerim, televizyonculukta her zaman en kötüsü ilk programdır. Kale Arkası da bu gelenekten nasibini aldı. Erman Hoca heyecanından olsa gerek çok konuştu, çok detaya girdi, Hıncal Ağabey programın çoğunluğunda dinleyiciydi. Yılların ustası Hıncal Ağabeyi de heyecanlı gördüm. Programın başında Erman Toroğlu'na "Erman Şener" diyecek kadar hem de... Girişte konular öyle dağıldı ki, derbi maçlara ancak son 15 dakikada fırsat bulunabildi. Aklıma zaman zaman Muppet Show'un locasındaki huysuz ihtiyarları getirseler de, ustaları eskiye nazaran çok daha demlenmiş, helmelenmiş, yağına binmiş buldum.
Bir de geçen hafta aynı kanalın canlı yayınında birbirine girip kendilerini rezil eden genç spiker kardeşlerimin bu yayını 'ders niyetine' izlemelerini umut ettim. Fikir nasıl medenice çarpıştırılır dersi...
Taca çıkan yorum
Müthiş ayrıntıyı köşemizin fahri spor danışmanı, sevgili meslektaşım Tansu Sarı yakalamış:
TRT Spor'da yayınlanan Almanya'dan Futbol programında ilginç bir olay yaşandı.
Spiker Hünkâr Mutlu'nun sorularını cevaplayan yorumcu Tarık Üstün; Borussia Dortmund'un Norveçli golcüsü Erling Haaland için "Çok net söylüyorum ki Haaland dünyanın en iyi forvetleri arasına giremeyecektir. Çünkü becerisi noksan, mahareti yüksek değil, adam geçme becerisi çok iyi değil, fuleli olmasına rağmen çabuk değil" dedi. Tam bu yorum sırasında Erling Haaland, Dortmund'u Paris Saint Germain karşısında 1-0 öne geçirdi ve Alman ekibi dev rakibini Haaland'ın golleriyle 2-1 yenmeyi başardı.
NOT: Ocak ayında Salzburg'dan Borussia Dortmund'a transfer olan Erling Haaland, 7 maçta 11 gol, 1 asistle oynuyor.
Şeref kürsüsü
Yolda bulduğu 125 bin lirayı emekli sahibine teslim eden Bursalı temizlik görevlisi Ahmet Gökçe, hepimize "İnsanlık ölmemiş" dedirtti.
Zap'tiye
Bu yıl Survivor'ın Gönüllüler takımı, Ünlüler'den daha şöhretli. Baksanıza, Ünlüler'in en ünlüsü Ersin Korkut, oradan pay biçin... Neyse, yarışma sonunda nasıl olsa hepsi ünlü olacak...
Ne demiş?
Aleyna Tilki: "Benim klibimdeki oyuncak ayılar pek çok ünlüden daha ünlü oldu..."