Aslında Mustafa Kemal Atatürk ile Adolf Hitler'i bırakın karşılaştırmak, aynı cümle içinde yan yana getirmek bile büyük günah. Gelin görün ki Alman devlet televizyonu ARD böyle bir yanlışa düştü. Geçen hafta yayınladığı belgeselde Atatürk ile Hitler'i bir tutmak gibi büyük bir terbiyesizliğin altına imza attı.
Şimdi sıra benim 'Belge'selimde... İşte Atatürk ile Hitler arasındaki 'dağlar kadar' farklar:
* Atatürk; gücünü, kudretini halkından alan, Cumhuriyet'i koruyup kollamayı her türlü menfaatin üzerinde gören devrimci bir liderdi. Hitler ise demokrasiden bihaber, baskıcı, faşist bir diktatördü.
* Hitler küçücük çocukların kafasına savaş ve katliam duygusunu yerleştirmek için 1933'te oyuncak fabrikalarına özel emir verip kurşun askerler, tanklar, toplar yaptırdı. Atatürk ise çocuklara barışçıl bir bayram hediye eden ilk ve tek lider oldu.
* Atatürk, Cumhuriyet'i gençlere emanet etti. Hitler ise gençleri, Yahudileri yok etmek için 'Kahverengi Gömlekliler' ve 'Genç SS'ler' olarak ölüm tugayları şeklinde örgütledi.
* Hitler'in dünya üzerinde Alman ırkından başka hiçbir ulusa, etnik azınlığa tahammülü yoktu. Pek çoğunu esir kamplarında işkence ettikten sonra fırınlarda yaktı. Atatürk'ün tüm halkıyla beraber verdiği milli mücadelenin en büyük anıtlarından biri olan Çanakkale Şehitliği'nde ise bugün Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Ermeni'si, Yahudi'si, Rum'u, Çerkez'i yan yana huzurla, şerefle uyuyor.
* Hitler, savaş esirlerinin kollarını gamalı haç ile dağlayacak kadar vahşiydi. Atatürk ise Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde mağlup ettiği Yunan komutanına kılıcını iade edecek, İzmir'in kurtuluşunda çiğnemesi için önüne serilen Yunan bayrağını yerden kaldıracak kadar asildi.
* Hitler, orduda onbaşı rütbesiyle görev yapmasına rağmen kendini Başkomutan ilan etti. Atatürk ise milletini esaretten kurtarmak için üzerindeki tümgeneral üniformasını çıkartıp kendini milli mücadeleye adadı.
* Hitler, köşeye sıkışınca saklandığı fare deliğinde etrafındakilerle birlikte intihar etmeyi seçti. Atatürk ise savaşlarda yaralandı, padişah tarafından ölüm fermanıyla arandı, ihanetlere, suikastlara uğradı ama bir an bile umutsuzluğa düşüp pes etmedi.
* Hitler, kaybedeceğini anlayınca Güney Amerika ülkelerinden sığınma talep etti. Atatürk ise yedi düvele karşı sonuna kadar mücadele etmeyi seçti.
* Hitler'in mezarının nerede olduğu bilinmiyor. Atatürk ise şeklen Anıtkabir'de, ruhen ise milletinin kalbinde yatıyor.
Yakıştı mı koca TRT'ye?
Cuma akşamı Ana Haber Bülteni'ni izlemek üzere saat 19.00'da TRT ekranları başına geçen izleyiciler büyük bir şok yaşadılar. TRT'nin tarihinde ilk kez Ana Haber Bülteni yayınlanmadı. Işıl Açıkkar'ın sunacağı bültenin yerine Payitaht Abdülhamid dizisinin tekrarı ekrana geldi.
Kurum'dan yapılan 'teknik arıza' açıklamasının özünde 'sesin yayına verilememesi' sorununun olduğunu öğrendim. Onca teknisyenin çalıştığı devletin televizyon kanalında bu 'sıradan' sorunun nasıl olup da giderilemediğini doğrusu anlayabilmiş değilim. Ana kumandada bir çıkış sorunu olmadığına göre belli ki problem, rejideki yayın masası ya da stüdyonun ses tesisatından kaynaklanmış olmalı. Koca TRT'nin ana haber bültenindeki olası bir teknik aksaklıkla ilgili bir B planının olmamasını da çok yadırgadım doğrusu.
Yıl 2019... Ekrana 'necefli maşrapa' fotoğrafı koysaydınız bari...
Gaf kürsüsü
Habertürk'ün canlı yayınında konuşan Nagehan Alçı, Atatürk'ün katliam yaptığını öne sürdü. Türkiye'nin o dönemde Nazi Almanyası'ndan gaz aldığını ve Tunceli'de isyancıları mağaralarda zehirlediğini savundu.
Zap'tiye
Filtresiz çalışan dört termik santralden ikisi kamu kurumu imiş. Eskiden bacalar kurum bağlardı, şimdilerde kurumlar baca bağlıyor!
Ne demiş?
"Bizler hılgıçtan nefret ediyoruz..." (Masterchef'in İtalyan şefi Danilo "kılçıktan" demeye çalışıyor)