Haber bültenlerinde izlemiş olmalısınız. Konya'da Durmuş Ali Çınar adlı bir girişimci vatandaş, Kuran'dan sureler okuyan mezar taşı icat etmiş. Sistem, güneş enerjisi ile çalışıyor. Günde altı saat güneş görmesi, çalışması için yeterli oluyor. Mezar taşının içine yerleştirilen sistem sayesinde gün oyunca hoparlöründen dualar duyulabiliyor. Durmuş Ali Çınar'ın patentini aldığı buluşunu satın almak için millet şimdiden kuyruğa girmiş bile.
İlk bakışta bu yeni icat 'pratik' gibi görünebilir.
Yine de bana biraz soğuk ve samimiyetsiz geldi. İlahiyatçı değilim ama duaların yerini bulması, amacına ulaşması için önce ruh, sonra yürek gerekli değil mi? İnançlı bir insanın yüreğinden süzülüp dudaklarından dökülen dua ile bir makinenin 'ruhsuz' bir şekilde tekrarladığı sözler bir olabilir mi?
Yine de konuyu uzmanına, Prof. Nihat Hatipoğlu'nun atv'de yaptığı ve hepimizin büyük bir keyifle izleyip bilgi sahibi olduğu programlarına bırakıyorum.
Ancak bildiğim bir şey var ki; dijital teknoloji her ne kadar hayatımızı kolaylaştırsa da, sanki bir vakum etkisiyle ruhumuzu içimizden çekip alıyor. Hatırlayın, geçen yıllarda bir mezar ziyareti sitesi açılmıştı. İnternetten yakınınızın mezarını görebiliyor, bir başka simgeyi tık'layıp onun ruhuna Fatiha ya da diğer duaları gönderebiliyordunuz(!) Duaları bile taştan ya da tuştan beklemek...
Gidişat nereyedir dostlar?