Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Heycanı meycanı yok!

Başlık, 'Çukur' dizisinin en sevilen şarkısından çıktı. Tam da durumu anlatıyor.
'Çukur', ilk sezonunda bana son derece cazip gelen, yeni bölümlerini heyecanla beklediğim bir diziydi. Ama pek çok dizinin başına gelen, onun da kaçınılmaz sonu oldu. Kendini bir türlü yenileyemeyen hikayesi tükendi, 'reyting adına sündürülerek uzatma' çabası geri tepti. Dizinin yeni bölümü bittikten sonra artık kendi kendime soruyorum: "Eee, ne oldu yani şimdi?" 'Çukur'un 'şimdilik' aldığı reytingler kimseyi aldatmasın.
Çünkü cepten yiyor. Eğer karşısına sağlam bir alternatif çıkarsa, uzun süredir 'cepten yediği' de belli olacak. Benden uyarması...
Aslında 'Çukur'da bu sezonun başında büyük bir strateji hatası yapıldı.
Bence 'Karakuzular'ın son kullanma tarihi bitmişti.
Senaristler, seyirciden ilgi gören 'Çeto' ve 'Mahzun' karakterlerinin büyüsüne kapılıp tekrara düştü.
Oysa 'Koçovalılar' ile 'Karakuzular' arasındaki hesap sezon başında görülmeli, bizimkiler yeni ufuklara yelken açıp yaratılacak yeni düşmanlarla mücadeleye girişmeliydi.
(Mafya odaklı diğer diziler 'Kurtlar Vadisi' ve 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ın yıllarca ekrana tutunmasının en önemli nedeni, seyircinin sıkılmasına izin vermeden yeni düşmanlar türetilmesidir) İşin ilginç tarafı, 'Çukur'cular da bu monotonluğun farkında sanki. Bu durum, son bölümdeki bir duvar yazısında hayat buldu:
'Eski düşmanlarımız hayran oldu. Bize yeni düşman lazım...'

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA