Küçük Mertcan'ın sedyede acil servise götürülürken ekranlara yansıyan o hali gözümün önünden gitmiyor.
Mertcan kim mi? Öz babası tarafından dersini yapmadı diye elektrikli süpürgenin demir borusuyla kafasına defalarca vurularak öldürülen 6 yaşındaki minik yavru...
Bir başkası... 14 yaşındaki öğrenci Mehmet Özer....
Onun sonu daha da feci....
Kayseri'nin göbeğinde 25 başıboş sokak köpeği tarafından parçalanarak öldü...
Ve iki genç kızımız... Buket Yıldız ve Zeynep Hüsünbeyi...
Doktor olma hayaliyle Ukrayna'ya okumaya gitmişler. Buket'in 'sözde' aşığı, yılbaşı gecesi kapılarına dayanmış. İkisini de hunharca katletmiş...
Dönüyorum en başa:
Mertcan'ı öldüren babasının sabıkası çok. Eşine ve çocuklarına defalarca şiddet uygulamış. Zaten karısı da o yüzden ondan boşanmış.
Çocuğuna daha önce de şiddet uyguladığına dair karakol tutanağı var. Gelin görün ki, çocuğun velayeti bütün bunlara rağmen babaya verilmiş.
Anne diyor ki: "Beni ölümle tehdit ederek velayeti aldı." Şimdi soruyorum: Mertcan'ı gerçekten babası mı öldürdü, yoksa...
Kayseri'nin köpekler tarafından adeta istila edilen Hacılar mahallesinde meğer uzun süredir herkes elinde sopa ile dolaşırmış. Başıboş köpeklerin saldırıları yüzünden veliler çocuklarını okula götüremez olmuşlar. Haberlerde izledim. Biri, "Köpekleri korkutmak için cebimde torpille dolaşıyorum..." diyordu.
Mahalle sakinleri saldırgan köpekler için ilgili yerlere defalarca şikayette bulunmuş ama sonuç alamamışlar.
Şimdi soruyorum: Mehmet'i gerçekten de köpekler mi öldürdü, yoksa...
O saplantılı aşık, yüz bulamadığı Buket'i defalarca tehdit etmiş. Ama kızların peşinden ta Ukrayna'ya gitmesine izin verilmiş. Şimdi soruyorum: Buket'i gerçekten de o psikopat aşık mı öldürdü, yoksa...
Cevabı aslında biliyorum:
Koruyamadığımız her çocuğumuzun günahı, vebali bizim boynumuzda...