'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz' neden fenomen? Bunun pek çok sebebi var. Ama en önemlisi, benzerleri gibi senaryosu tıkandığında patinaj yapıp durmuyor. Hikaye her hafta yeni bir sapağa gelip güzergah değiştiriyor. Bunda 'demiryolu makasçısı' gibi hikaye yazan Bahadır Özdener ve Raci Şaşmaz ikilisinin, 'Kurtlar Vadisi'nden gelen ustalığı ve deneyimi büyük rol oynuyor. Eh, gencinden yaşlısına tüm oyuncular da senaryonun hakkını verince, ortaya tek kelime ile muhteşem bir dizi çıkıyor.
Bu hafta 'Eşkıya', yine müthiş bir ara finalle noktalandı. CIA güdümündeki istihbaratın başındakiler, Hızır'ı cezalandırmak için kardeşi İlyas'ı cezaevinde 'bitirmeye' karar verdiler. Gece yarısı düzmece bir sevk olayını bahane edip onu bir başka mahkuma bıçaklattılar. İlyas, Hızır ve ailenin diğer üyelerinin gözü önünde defalarca bıçaklanırken, onlara son bir bakış fırlattı. Hızır'ın gözlerinde ise çaresizliğin hüznü ve hıncı vardı. Oktay Kaynarca da, Ozan Akbaba da müthiş oynadılar. Hele o fondaki türkü... Ahmet Aslan'ın yanık sesinden 'Giresun'un içinde iki sokak arası, altı kurşun attılar, üç de bıçak yarası...' Sahneyi adeta ciğerlerimize notalarla işledi...
Peki İlyas ölür mü? Ben bilmem, 'makasçı' bilir!