Hiç abartmıyorum, TRT 1'de perşembe akşamı yayınlanan 'Yüzyılın Terör ve İhanet Şebekesi: FETÖ', bugüne kadar izlediğim en çarpıcı, toplum adına en faydalı, en bilgilendirici belgeseldi. Örgütün 70'li yıllarda kök salan sinsi yapılanmasından başlayıp çıbanın patlatıldığı 15 Temmuz 2016'ya kadar geçen süreci müthiş bir anlatım ve tanıkların ifadeleri, uzmanların görüşü, belgelerin ışığı ile aydınlatarak en vurucu şekilde gözler önüne serdiler. Bu vesileyle belgeselin yapımcısı Servet Aydemir başta olmak üzere emek veren herkese bir Türk vatandaşı olarak şükranlarımı sunuyorum.
Belgeselde beni en çok etkileyen, FETÖ'nün ağına düşürülen genç bir öğretmenin itiraflarıydı. Önemli ailelerin çocuklarının öğretmeni olarak onların evine girmiş, aileleri fişlemişti. Ama ona asgari ücret ödeniyordu. Eğer Kurban Bayramı zamanı en az beş kurban parası toplayıp örgütün finans kaynağı 'Himmet' hesabına geçirirse, ona açıktan, yaşayacağı kadar bir para daha ödeniyordu. Fetullah Gülen'in nasıl Papa ve siyonistler ile işbirliği yaptığı, ABD marifetiyle nasıl 'dünyayı Hristiyanlaştırma' planı için çaba harcadığını da gözler önüne seren belgesel, yaşadığımız ama uzun süre göremediğimiz tüm gerçekleri tartışmaya mahal vermeyecek netlikte önümüze koydu.
Gelin görün ki; fondaki müzik sesi, belgeseldeki konuşmaları örtüp anlaşılmaz kılınca, seyirciden TRT'ye şikayet yağmaya başladı.
Belgesel 34'üncü dakikada reklama gitti. Dönüşte bu teknik hata düzeltilerek en başından yeniden yayınlandı.
Ama seyircinin büyük kısmı bezip çoktan diğer kanallara sıçramıştı bile...
Öküz altında buzağı arayacak değilim.
Bunun sadece bir 'teknik hata' olduğunu düşünüyorum. Ama bu can sıkıcı olaya şahit olunca aklıma ilk Türk otomobili Devrim geldi. Arabayı çok kısa bir sürede üretip devlet erkanı önünde görücüye çıkarmış ama içine benzin koymayı unutup yolda bırakmıştık...
TEKRAR YAYINLANMALI
Naçizane tavsiyem şudur: 'Yüzyılın Terör ve İhanet Şebekesi: FETÖ' belgeseli önümüzdeki günlerde, prime time'da, TRT'nin tüm kanallarında aynı anda ortak yayınla bir kez daha ekrana getirilmeli. Hatta o da yetmez; sinema salonlarında gösterime sokulmalı. Öğrenciler için seanslar ücretsiz olmalı.
İşte o zaman 15 Temmuz şehitlerinin ruhu, layıkıyla şâd edilmiş olur.