Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Helal olsun ‘Arka Sokaklar’a

En iddialı dizilerin üç haftada yayından kalktığı bir dönemde 'Arka Sokaklar' dizisinin 500'üncü bölüme ulaşmasını ayakta alkışlıyorum.
Peki bu dizi nasıl oldu da bunca yıldır ekrana tutunmayı başardı? Sebeplerini ta 4 Mart 2011 tarihinde bu köşede yazmıştım. Hatırlamakta fayda var:

'JET ADALET: Zaman aşımı nedeniyle en azılı katillerin bile bir bir salındığı şu günlerde 'Arka Sokaklar'ın her bölümünde adalet şipşak tecelli ediyor.
İşin bu kısmı biraz pembe dizi tonları taşısa da, izleyenler 'Vay be, demek adalet diye bir şey varmış' duygusuna kapılıp rahatlıyorlar.

ACISIZ KANSIZ: Dizi, polisiye ama suçlular da, onları takip edenler de pek nazik, pek insancıl. Öyle kan revan görüntüler yok. Adam, birini yaralayacaksa bile işi en acısız ve kansız yoldan bitiriyor.
Yani, 'Bugün suç, yarın deniz!' Çatışmalar bile itinalı.
Bugüne kadar bir evin zarar gördüğü, bir arabanın camının kırıldığı görülmedi. Bizim polislerin hepsi de yufka yürekli.
Hem işlerinde, hem de özel yaşamlarında karıncayı incitmeyecek tipler. (Sopacı 'Mesut' dışında) 'Behzat Ç.'yi düşünüyorum da, bizim babacan 'Rıza Müdür', Ankaralı meslektaşını görse anında bileğine kelepçeyi vurur vallahi!

BAĞIMSIZ BÖLÜMLER: Bu dizide 'Acep ne olacak?' diye gelecek haftayı beklemek yok. Her şey bir bölüm içinde çözülüp sonuçlanıyor.
Diğer dizilerde olduğu gibi en kritik anda görüntü donup ismi ekrana binen yönetmenin kulağı çınlatılmıyor.

ASLA SIKMAZ: Bizim ekip her işe baktığı için izleyicilerin sıkılması gibi bir durum söz konusu değil. Bir hafta hırsızların, diğer hafta katillerin, ondan sonra uyuşturucu tacirlerinin, bir sonraki bölüm fuhuş yaptıranların peşindeler. Hani utanmasalar, ellerine süpürgeyi alıp Emniyet Müdürlüğü'nü süpürecek, tuvaletleri temizleyecekler.
Bunu akıl edemeyip her hafta cinayet çözmeye çalışan diğer dizilerin vay haline!

TRAFİK DERDİ YOK: Merkezden ne zaman bir olay anonsu yapılsa, bizimkiler hemen "Biz oraya çok yakınız" deyip iki dakikada olay yerinde oluyorlar.
Bu durum, gerçek yaşamda trafikten anası ağlayan İstanbulluları tatlı bir hayal âlemine sürüklüyor.
Ya da suçlular, bizim ekibe ayıp olmasın diye onlara yakın yerlerde suç işlemeye özen gösteriyorlar.
Diyeceğim o ki, dünyadaki tüm polisiye yazarlarının, avantür film yapımcılarının, Hollywood yönetmenlerinin, iletişim profesörlerinin bir araya gelip tartışacağı, tebliğ sunacağı bir Arka Sokaklar Kongresi'ne acil ihtiyaç var!' İşte böyle demiştim yıllar önce. Tabii ki bunlara ekleyeceklerim de var. Yapımcısının Türker İnanoğlu gibi Türk izleyicisinin MR'ını çekmiş bir duayen olması, dizideki diyalogların kitap kelimelerinden oluşmayıp hayatın tam ortasından seçilmesi gibi önemli ayrıntıları da atlamamak lazım.
Teşekkürler 'Arka Sokaklar', tebrikler Kanal D...
Bu köşenin yazarına Türk dizi sektörüne dair olumlu bir şeyler yazma fırsatı tanıdığınız için...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA