Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

‘Acayip’ olmak şart mı?

Bu soruyu uzun süredir kendi kendime soruyorum.
Evet, ben de biliyorum gülmenin beklenmedik olaylar karşısında gelişen insani bir refleks olduğunu.
Tabii ki gülünecek şey 'sıra dışı' olacak. Gelin görün ki, son zamanlarda komedi diye önüme konulan şeyler ile beni güldüren olaylar arasındaki makas giderek açılıyor. Dizilerde, filmlerde, sahne şovlarında metin yazarlarının 'espri' diye yazdıkları beni hiç mi hiç gıdıklamıyor.
Son olarak ekrana iki güldürü şovu düştü: 'Geleceğin Starı' ve 'Acayip Tipler'. İkisinde de komik skeçler (!) yer alıyor. Ama bırakın kahkaha atmayı, tebessüm bile edemiyorum ne yazık ki. 'Bir psikiyatra görünsem mi acaba?' diye içimden geçirirken, köşemize ulaşan benzer tondaki izleyici mektupları ve yakın çevremin benimkiyle koşut izlenimleriyle rahatlayıp derin bir 'Oh' çektim. Demek ki henüz kafayı sıyıracak hale gelmemiştim!
Görünen o ki, 'Nasreddin Hoca'nın torunları' olmakla övünen milletimizin espri ayarlarıyla oynanıyor.
Acayip hareketler yapan, abartılı oynayan, karikatürize olan her oyuncu, 'komik' olduğunu düşünüyor.
Belli ki 'komik olmak' ile 'gülünç duruma düşmek' arasındaki fark ortadan kalkmak üzere.
Son olarak naçizane bir tavsiye: Siz o şov programlarında gülmekten yere düşen seyircilere bakıp da lütfen kendinizi benim gibi 'acayip' hissetmeyin. Belli ki onlar önceden iyice 'motive' edilmişler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA