Müslüm Gürses'in vefatından sonra yazmıştım; 'Hayatı film olmaya değer birkaç sanatçıdan biridir' diye.. Düşünsenize; gençliğinde trafik kazası geçirmiş, öldü diye morga koymuşlar, iki saat sonra uyanmış... Hem konserini izleyen tinerciler kollarını jiletle doğramış, hem sosyetenin en gözde dilberleri çıktığı gece kulübünde sahnenin kenarına bağdaş kurup onu dinlemiş... En acılı arabeski de, Teoman'ın en kült rock şarkısını da aynı lezzetle söylemiş, aynı keyifle dinletmiş.
Sonunda Müslüm Baba'nın hayat hikayesinin film yapılmasına karar verildi. Başrolü üstlenecek oyuncuyu duyunca çok şaşırdım: Timuçin Esen... Siz de 'Hoppalaaa!' dediniz ve ardından da 'Ne alaka?' diye sordunuz, değil mi? İlk başta ben de öyle düşünmüştüm. Fizik açıdan en küçük bir benzerlikleri dahi yoktu. Ama Timuçin Esen'in muazzam oyunculuk gücü asla es geçilmemeli. Eminim, Müslüm Baba karakterini bir balıkadam kıyafeti gibi potsuz, kırışıksız üzerine geçiriverecektir. Bir de Timuçin Esen'in insanın içine işleyen bir kalenderliği ve tevazuu var ki, eşine ancak Müslüm Gürses'te rastlanır. Ve son olarak bakışlar... Ömrümde sadece bakarak ağlatabilen üç kişi tanırım. Retinaları hüzünden örülmüştür sanki. Birincisi Emrah, ikincisi Müslüm Gürses, üçüncüsü ise Timuçin Esen...
Bu seçimi yapanları kutluyorum. Timuçin Esen sayesinde ortaya harika bir Müslüm Baba filmi çıkacağından da eminim. Peki ya ikisi arasındaki fiziksel zıtlık? Onu da bu yapım için görevlendirilen, Benjamin Button filminin makyaj ve görsel efekt uzmanlarına bırakıyorum...