Zeytinburnu'nda kendi kendine batan o gemiyi tanıyorum. Aylardır FOX'un 'Çalar Saat'ine fon olan gemilerden biriydi. Kamera ne zaman dışarıdaki manzaraya dönse, gözüme o siyah ve korkutucu silueti takılıyordu. Sonunda ihmal, bakımsızlık ve boş vermişlikten battı.
Benim tahminim, şu anda İstanbul Boğazı ve civarında el konulmuş, icra takibi başlatılmış ya da kaderine terk edilmiş 50-60 gemi demirli. İnanmayan, sadece Haydarpaşa Gümrüğü önünde bakımsızlıktan bitap düşmüş, yerlerinde aylardır, hatta yıllardır çakılı kalmış yüzen demir yığınlarına bir göz atsın.
Onların hepsi, gözümüz gibi bakmamız gereken, dünyanın incisi İstanbul Boğazı'na kendi elimizle bıraktığımız mayınlar. Belli ki felaketler başımıza gelmeden, mavi sularımız petrole bulanmadan bu sorunun gündeme geleceği yok.
Benim aklıma Boğaz'ı bu hayalet gemilerden korumak için iki çözüm geliyor. Birincisi; el konulan, haczedilen, kaderine terk edilen bu gemilerle ilgili hukuki süreci olabildiğince kısaltmak. İkincisi; bu tür gemilere Boğaz trafiğinin orta yerinde değil, daha kuytu yerlerde demirleme olanağı sağlamak.