Yıllardır bu köşede televizyonun Türk toplumu için ne denli önemli olduğunu anlatıp duruyorum.
Amacım, bir televizyon yazarı olarak yaptığım işin ne kadar önemli olduğuna insanları ikna etmek değil tabii ki. Ama söyler misiniz, her gün ortalama beş saat boyunca gözünüzü kırpmadan kimi izleyip, kimin sesine kulak veriyorsunuz ki? Kitleleri haberdar etmenin, ikna etmenin, etkilemenin televizyondan daha kestirme bir yolunu biliyor musunuz?
15 Temmuz darbe girişimi, 'televizyonun önemini' sadece hafızalarımıza kazımadı, kurşun delikleriyle, bomba çukurlarıyla Harbiye'deki Radyo Evi'nin kapısına, Gölbaşı'ndaki Türksat Merkezi'nin bahçesine de işledi ne yazık ki...
Başımızdan geçen bu korkunç deneyim gösterdi ki, televizyon yayınlarının gerçekleştirildiği binalar, uydu iletim merkezleri, istasyonlar, en az TBMM binası, Genelkurmay Binası, valilikler, köprüler ve havaalanları kadar stratejik bir öneme sahip. Dikkat edin, darbecilerin öncelikli amacı; ele geçirecekleri TRT'nin televizyonunu ve radyosunu yayın yapabilen tek istasyon olarak bırakmak, geride kalan tüm görsel medyayı susturmaktı.
Sosyal medyayı ise zaten daha önce yaptıkları gibi hedef doğrultusunda spekülatif amaçla kullanacaklardı.
Bunu gerçekleştirmek için Gölbaşı'ndaki uydu merkezine, İstanbul'daki Digiturk merkezine saldırdılar.
Bu arada büyük kitlelere hitap eden televizyon ve gazete binalarını ele geçirmeye çalıştılar.
Ancak, teknik bilgileri eksikti. CNN Türk rejisinde televizyon yayınının nasıl kesileceğini bilmiyorlardı.
Gölbaşı'nda hangi antenin temel uydu yansıtıcısı olduğundan haberli değillerdi.
Digiturk'ün yayınını kesecek bilgi ve donanımları da yoktu.
Buradan ders çıkarmak lazım. Televizyon kuruluşları, dijital medya platformları, uydu yayın istasyonları artık çok daha sıkı korunmak zorunda. Bunu yapacak olanlar da şirketlerin ta kendisi.
Artık gizli dijital kodlar mı üretirler, yayın kesildiğinde otomatik olarak bir başka sisteme geçiş sağlayan düzenekler mi düşünürler, bilemem. Ama vatanın bekası için ne kadar 'önemli' olduklarını artık anlamışlardır sanırım...