Geçen hafta genç jimnastikçimiz Begüm Onbaşı'nın aerobik dalındaki dünya şampiyonluğunun bizi nasıl onurlandırdığını ama onun başarısından nasıl haftalar sonra haberdar olduğumuzu anlatan bir yazı kaleme almıştım. Yazının sonunda da atletizm ve cimnastiğin 'sporların anası' olarak nitelendirilmesine karşın, bizim uzmanlığımızın(!) 'anaları ağlatmak' olduğuna değinmiştim. Yazı büyük ilgi gördü.
Gülşah Genç adlı okurumuz da bizim yorumumuza eklemelerde bulunmuş: "Merhabalar Yüksel Bey, Begüm Onbaşı ile ilgili haberinizi okuduktan sonra, içimde kalan, yeterince duyulmadığını düşündüğüm için çok üzüldüğüm, küçük sayfalarda kalan büyük başarılardan bahsetmek istiyorum.
1-3 Temmuz 2016 tarihinde Mersin'de, olimpiyatlar öncesi yapılan en büyük organizasyon olan Artistik Cimnastik Dünya Kupası'nda Milli Takımımız, sekiz altın madalya ile şampiyonaya damgasını vurdu. Bayrağımızın göndere çekilmesinin ve İstiklal Marşımızın tekrar tekrar okunmasının gururunu doyasıya yaşadık. Özellikle kadın sporcularımızdan Göksu Üçtaş'ın kucağında bebeğiyle kürsüde altın madalya alması o kadar anlamlıydı ki... Ayrıca yine büyük başarıya imza atan sporcumuz Ümit Şamiloğlu'nun kürsüye çıkarak kız arkadaşına evlilik teklifinde bulunması unutulmazlar arasındaydı.
Zaten ülkemizin böyle bir organizasyonu gerçekleştirmiş olması ve alnının aklıyla altından kalkması başlı başına bir başarı. Bu unutulmaz anları bizzat yaşadığım için gerçekten çok mutluyum. Sanırım şu sıkıntılı ortamlarda böylesine güzel, mutlu ve umut verici haberlere herkesin ihtiyacı var.
Sevgi ve saygılarımla..."