Levon Kordonciyan'ı bizim köşenin okurları artık iyi tanıyor. Dedesinin babası, Atatürk'ün, Fransa'da eğitim görmesini sağladığı özel terzisiymiş. Dördüncü kuşak Kordonciyan da şimdi tanıdığınız ne kadar ünlü varsa hepsine smokin dikiyor. (Eğer Levon'un muhteşem yaratıcılığından haberdar değilseniz, No: 309 dizisinde Furkan Palalı için tasarladığı özel kostümlere bir göz atın. Eminim hayran kalacaksınız.) Her yıl mutlaka bir Özel Atatürk kıyafetleri defilesi hazırlayarak, Ulu Önder'e saygısını dile getiren ve hepimizi bir kez daha Mustafa Kemal Atatürk'ün muazzam zevkine hayran bırakan Levon, son derece yufka yürekli bir insan aynı zamanda.
Ünlüler dünyasında kimin smokine, özel kıyafete ihtiyacı olsa, hemen Levon'un Harbiye'deki dükkanına koşuyor.
Ve Levon istisnasız, hiçbirinden ücret almıyor-du...
Ama durum o kadar kontrolden çıktı ve öyle bir suistimal edildi ki, Levon 'sevabına' kostüm dikmekten, işini yapamaz hale geldi. Sonunda Facebook üzerinden yaptığı bir paylaşımla, bundan sonra makbuz karşılığı kendi belirleyeceği hayır kurumlarına yapılacak bağışlarla kostüm dikeceğini ilan etti. Ben de bunu birkaç hafta önce bu sütunlarda okurlarımla paylaştım.
Geçenlerde Levon ile konuştum.
'Nasıl gidiyor bağış işleri?' diye bir sorunca, bin ah işittim. Bir tek kişi bile 'Ben kostüm diktirmek istiyordum, nereye bağış yapmam gerekiyor?' diye sormamış.
Millet selamı sabahı kesmiş, hatta sosyal medya üzerinden takibi bırakanlar bile olmuş...
Levon, her zamanki nezaketiyle "Meğer herkes ne kadar mahir bir halkla ilişkilerciymiş de benim haberim yokmuş" diye tatlı tatlı sitem etmekle yetindi. Kibar adam vesselam...
Levon'un sesinin son derece üzgün ve yorgun geldiğini fark edip teselliye çalıştım: "Takma kafana, iyilik yap denize at demişler..." Levon "Hayır" dedi, "Üzgün değilim, sadece yorgunum.
Dün gece geç saatlere kadar Bakırköy Devlet Hastanesi'ndeydim. Bir vatandaş olarak kan verme görevimi yerine getirdim..." Konuştuğumuz gün, Atatürk Havalimanı saldırısının ertesi günüydü...