İstiyorlar ki, terörden, acıdan, kandan bir çember kuşatsın dünyamızı. Kafamızı kaldırdığımızda sadece dehşeti, vahşeti, korkuyu ve kaygıyı görelim. Öyle bir umutsuzluğa kapılalım ki, kendi içimize doğru çökelim, yerle yeksan olalım.
Terörün en büyük amacı da bu zaten. Normal hayatı unutturup insanları anormalliğe alıştırmak.
Hayatın keyfini, güzelliğini belleklerinden silip onları derin bir umutsuzluğun içine yuvarlayarak yarından umutlarını kesmelerini sağlamak.
İşte tam da böyle bir ortamda yaptı a Haber hafta sonu yayınını. Tam 22 ayrı yerden canlı bağlantılarla Türkiye'nin güzel yüzünü hatırlattı bizlere. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün son tabyası bağlanıp Boğaz'ımıza üçüncü gerdanlık asılmıştı o gün. Boğaz'ı deniz altından bağlayacak ikinci tüp geçidi, Körfez geçişini çile olmaktan çıkartacak diğer köprüyü, üçüncü havalimanı inşaatını, Karadeniz'den Marmara'ya açılacak çılgın kanal projesini anlattı muhabirler tek tek...
Sonra savunma sanayimizin gurur anıtlarını gördük hep birlikte. Atak helikopterimizi, insansız hava aracımız Bayraktar'ı gururla izledik.
Tersanelerimizde artık uçak gemisi yapabilecek teknolojiye ulaştığımızı haber aldık. Köprüleri, duble yolları, fabrikaları, tersaneleri ve teknoloji merkezleri ile Türkiye'nin giriştiği muazzam imar hamlesinin ve teknolojik gelişmelerin hepsini bir arada görmek bana öyle iyi geldi ki... Eminim ki bu terör belasının da üstesinden hep birlikte geleceğiz.
Bizim elde edeceğimiz istikrar ve iç huzur, bölgeye de emsal olacak. Çünkü umutlanacak öyle çok şeyimiz var ki... a Haber geçen ay 21 ayrı merkezden canlı yayın yapıp rekor kırarken, ekrandaki o görüntüyü çalışkan arıların peteğine benzetmiştim. Yetinmediler, kendi rekorlarını 22 petekle kırdılar.
Ülkesini ihya etmek için çalışanlara da, onların umut fotoğrafını ekranlarımıza taşıyıp bize ihtiyacımız olan morali verenlere de binlerce teşekkür...