Sosyal medyanın, kötü niyetlilerin elinde nasıl çirkin ve acımasız bir silah haline geldiğini görüyor musunuz?
Daha caddeye saçılan cesetlerin dumanı tüterken, en iç burkan fotoğrafları paylaşıp 'Ankara'nın her yerinde bomba patlayabilir, hazırlıklı olun' diye mesaj paylaşanlar var bu ülkede...
Sorarım size; bunun, uzaktan kumanda ile fünye ateşlemekten ne farkı var?
O fotoğrafları, irin kokan hain mesajları paylaşacaksın da ne olacak?
Kime hizmet ettiğinin farkında mısın? Adamlar zaten terörün vahşeti, korkusu, kaygısı; Ankara'nın göbeğinden bütün memlekete yayılsın diye patlatıyorlar o bombayı. Sen de o bombanın en yıkıcı dalgası oluyorsun.
Yazdığın ihanet kokan her kelime, paylaştığın her fotoğraf; şehitlerin, gazilerin vücuduna saplanan yeni bir şarapnel parçası...
Olaydan sonra internetin yavaşlaması, Facebook, Instagram ve Twitter'a erişimin güçleşmesi; sizin gibi hainlerin, sorumsuzların, alçakların yüzünden. Çünkü kustuğunuz zehir daha fazla yayılmasın diye önlem alınmak zorunda. Tıpkı Fransa'daki terör olaylarından sonra konulan internet yasakları gibi. Çünkü sosyal medya; yüreğinde toplumsal sorumluluk, vicdan ve insan sevgisi barındırmayanların elinde tahrip gücü en yüksek patlayıcı haline geliyor.
Neyse ki son olaylarda erken davranıp yayın yasağı da koyuyorlar. Yoksa 'Kaos çıksa da emellerimize ulaşsak' diye fırsat kollayan malum medya organları; ekranlarını, internet sitelerini, gazetelerini bakın o zaman nasıl da kana, vahşete boyayacak...
Zaman, yüreklerdeki acıları 'paylaşarak azaltmanın' zamanıdır. Vahşeti paylaşarak çoğaltmanın değil!