Levon Kordonciyan'ı bizim köşenin müdavimleri artık gayet yakından tanıyorlar. Büyük dedesi, Atatürk'ün terzisiymiş.
Büyük önder, ondaki büyük yeteneği keşfetmekte gecikmemiş ve sanatını ilerletmesi için onu Paris'e göndermiş.
Atatürk'ün o dillere destan şıklığını yaratanların başında geliyormuş Dede Kordonciyan...
Torunları ise şimdilerde Oscar törenlerinde kırmızı halıyı adımlayan ünlü aktörleri, James Bond filmlerinin başrol oyuncularını giydiriyorlar.
Levon, ailesinin Ata'ya duyduğu saygı, vefa ve sadakati sürdüren dördüncü kuşak. Her yıl bu vakitler Atatürk Kıyafetleri Sergisi düzenliyor. İnsanın; halkını sevip, hizmet edebilmesi için önce kendini sevip kendine özen göstermesi gerektiği gerçeğini yıllar önce keşfetmiş Atatürk'ün, o ince zevk yelpazesini adeta yüzümüze sallayıp, her Kasım, ruhumuzu ferahlatıyor.
Aslında Kordonciyan Ailesi gibi Atatürk'e duyduğu derin sevgi ve saygıyı hâlâ yüreğinde hisseden pek çok 'azınlık' ailesi var.
Rum'u, Ermeni'si, Yahudi'si onun ülküsü etrafında birleşip kendilerini Türkiyeli değil, Türk hissetmenin keyfine varmış.
Bugün azınlıkların birlikte yaşamalarını 'tehlike' olarak görüp etnik, dini ve mezhepsel farklılıkları hançer gibi birbirine doğru bileyenler var. Türk'ü Kürt'e düşman etmekten menfaat umanlar... Ama sen rahat uyu Atam... Senin sevgini yüreğinde taşıyanlar bu ülkede hep 'çoğunlukta' olacak.