Serhat Kılıç'ı ta Fox'taki Uykusuz Bar günlerinden beri dikkatle takip ediyorum. Bana göre gelmiş geçmiş en sıra dışı talk show programını yapmıştı.
Ama izleyici henüz bu kadar eksantrik bir şova hazır değildi. Yani zamanlaması biraz erkendi.
Oysa şimdi tam zamanı. Format konusunda kronik bir kabızlığa kapılan ekranlar için Uykusuz Bar, aranılan müshil ilacı olabilir! Zaten Serhat da Uykusuz Bar'ın çok yakında yeniden ekrana gelebileceğini fısıldadı kulağıma. Nerede mi? Hotel Les Ottoman's'ın caz barı Jazz &More'da.
Serhat'ın aslında nasıl rafine bir şarkıcı olduğunu benim programa konuk geldiğinde görmüş ve hayretten küçük dilimi yutacak gibi olmuştum. Özellikle soul ya da R&B tarzı söylediğinde sanki ses tellerini bir siyahi şarkıcıya kiraya veriyormuş gibiydi. Bu nedenle, "Abi 15 yıl sonra yeniden sahne alıyorum, izlemek ister misin?" dediğinde koşa koşa gittim. Vallahi iyi ki de gitmişim.
Program, gençliğimin ilahları George Michael, Tina Turner ve Aretha Franklin ile başladı, muhteşem MFÖ şarkıları ile vuslata erdi.
Orkestra, sadece bir aydır birlikte çalışmasına rağmen sanki 40 yıldır sahne alıyormuş gibiydi.
Kendimi, 80'li yıllarda plakçıya gidip 'karışık kaset' yaptırmış gibi hissettim.
Sahi ya, zaten bu adam Seksenler dizisinin plakçısı değil miydi?
Hiç abartmıyorum, Hugh Jackman, İstanbul konserlerini iptal etti diye karalar bağlayanlara Serhat Kılıç'ı tavsiye ederim.
Üstelik ses telleri de kanamıyor, bizimkileri kanatıyor!