Çarşamba akşamı Jodie Foster'lı ünlü Mesaj filmini (orijinal adı: Contact) CNBC-e kanalında izledim. Bilimkurgu yapımlarında fazlaca seçici olmama rağmen, filmi büyük bir ilgiyle takip ettim.
Babasından aldığı feyz ile kendini dış dünyalardan gelecek ses ya da mesajları dinlemeye adayan genç kadın doktor, bir gün sıra dışı bir ses sinyaliyle karşılaşıyor. Uzun araştırmalardan sonra sesler görüntüye çevriliyor ve ortaya Hitler'in Berlin Olimpiyatları açılış töreninde yaptığı konuşmanın görüntüleri çıkıyor. Meğer Vega gezegenindekiler, 50 yıl önce uzaya yayılan o görüntü sinyallerinin kendilerine ulaştığını anlatmak için onları dünyaya geri göndermişler. Arasına da insanoğlunu Vega'ya ulaştıracak üstün teknolojili bir uzay gemisinin inşa planlarını gizlemişler. Filmin gerisini anlatmaya gerek yok. Beni asıl ilgilendiren, radyo ve televizyonun icadından bu yana uzaya gönderdiğimiz ve hâlâ yol almakta olan ses ve görüntü sinyalleri...
Düşünüyorum da; ileri bir uygarlık, seneler önce uzaya gönderdiğimiz Semra Kaynana görüntülerini, Bu Tarz Benim kızlarının çemkirmelerini, Mustafa Topaloğlu'nun akıl uçuran röportajlarını, insanların hüngür hüngür ağlarken birden ceplerinden çıkardıkları simli mendillerle halaya kalktıkları reality show programlarını, Ajdar şarkılarını filan yakalarsa ne olur?
Eğer bir gün insanlık, uzaylı medeniyetler tarafından yok edilirse; suçlusu, sorumsuzca uzaya gönderdiğimiz görüntülerdir!