Köşemizin katkı sahiplerinden, Ankaralı sevgili dostum M. Gökalp Metin, bu notu bana tatil öncesinde iletmişti ama yayınlamaya şimdi fırsat bulabiliyorum.
Hatırlarsanız, 20 gün önce Muhteşem Yüzyıl'ın yapımcısı Timur Savcı bir röportajında "Türk izleyicisi doydu, kirlendi ve yorgun düştü.
Böyle bir ortamda üretim yapmak içimden gelmiyor" demişti. M. Gökalp Metin de ünlü yapımcının sözlerine hak vermiş:
"Merhabalar Sayın Aytuğ, Timur Savcı haklı; gerçekten de kendimizi yorgun, kirli ve doymuş hissediyoruz. Yorgunuz çünkü 'Yerli dizi uzun olmak zorunda' önermesi kafamıza çivi gibi çakıldığı için yapımcıların, senaristlerin, yönetmenlerin ve tabii oyuncuların bütün hatalarını, yanlışlarını, eksiklerini ve sıradan rol kesmelerini hoş görmekten yorulduk. O kadar ki, artık kimsenin özür dilemesi ya da mazeret açıklaması bile gerekmez oldu. Kirlendik, çünkü dizi diye önümüze konulan ve hastalık, silahla yaralanma, akraba ilişkileri ve yanlış anlamalarla dolu senaryolar doz aşımı yarattı. Malum, balı bile çok yersen mideyi bozar ve gerçekten doyduk. Sevdiğimiz dizilerin, izleyenlerine bir açıklama bile yapılmadan ekrandan kaybolmasına, yayın saatine beş dakika kala yeni bölüm değil de kolaj sokuşturulmasına, başrollerin reklam aşklarına, tarihin keyfe keder eğilip bükülmesine, dizi senaryolarının siyaset yönlendirmesine doyduk hakikaten. Timur Savcı'ya selam, size iyi tatiller. İlk sabah kahvaltısında biberli, kekikli zeytinyağına taze ekmek bandığınızda ruhunuz temizlenir oralarda. Bir derin nefes de benim için çekin içinize..."