Sandığınız gibi değil; kırmızı ışığı ihlal eden trafik magandalarından söz etmeyeceğim bu kez. İstanbul'da neredeyse her kırmızı ışıkta terör estiren çocuklardan bahsedeceğim.
Son vukuat çok ciddiydi.
İstanbul'un göbeğinde, Şişli'de nikaha giden gelin ve damadın aracı kırmızı ışıkta durunca, etrafını çocuklar sarmış. Damat camı açıp içinde para bulunan tüm zarfları çocuklara vermiş. Ama çocuklar parayı beğenmemiş ve ellerindeki taşları araca fırlatmaya başlamışlar.
Damat, kaçmak için gaza basınca yol kenarındaki reklam tabelasına çarpıp aracı devirmiş. Neyse ki genç çift kazayı yara almadan atlatmış.
Ama hayatlarının en mutlu günü kabusa dönmüş.
Damat, "Koca taşı tam yüzüme fırlatacakken, gaza basıp kaçmak istedim" demiş. Yani düpedüz adam öldürmeye teşebbüs... Peki o ışıklarda Mobese kamerası yok mu? O çocuklar oraya çöreklenip geleni geçeni taciz ederken izlenmiyor mu?
Peki kaçmalarına nasıl izin veriliyor? Nasıl takip edilemiyorlar?
Özellikle Suriye'den kaçıp ülkemize sığınan bahtsız ailelerin çocukları son zamanlarda trafik ışıklarını mesken tuttu. Şiddetin tam orta yerinden geldikleri için de zaten psikolojileri bozulmuş durumda. Yani araçlara taş fırlatmak onlar için son derece normal bir olay. Mesele, bu çocukları bulup rehabilite etmek. Ama nerdeeee...