KANAL D'nin CEO'su İrfan Şahin'in kendi yazdığı senaryo ile bu çetin ortamda reyting tartısına çıkması gerçekten de cesaret işi.
Hele polisiye gibi ekranda tutturması gerçekten güç olan bir kulvarda mücadele edecek olması, ayrıca takdire değer. Bakalım kaptan, gemisini kurtarabilecek mi?
Yeni dizi Kayıp, içerdiği ağır şiddet sahneleri (polis kılığında çocuk kaçıranların kafalarına sıkılması, çocuğa işkence yapılması, eve gönderilen kesik parmak vs...) yüzünden aslında saat 23.00 ve sonrasında yayınlanmayı hak ediyor ama sanırım senaryonun altında kanalın CEO'sunun imzası olunca akan sular duruyor.
Dizi, bir polisiye için gereken gizem, aksiyon ve heyecanı bünyesinde barındırıyor ama önemli olan bunun korunması ve diğer bölümlere de yayılması...
Oyunculuklara gelince:
Eski polis, yeni dedektif rolündeki Mete Horozoğlu dersine yine iyi çalışmış. Menderes Samancılar da her zaman olduğu gibi en burnu büyük eleştirmenlere bile bir gram malzeme vermemiş.
Hikayede bana inandırıcı gelmeyen tek noktaya gelince:
Bir taksi şoförü düşünün ki, müşterisi bir ara inip çöp tenekesini karıştırıyor ve oradaki çantayı alıp yola devam ediyor. Son anda güzergah değiştirip bir ormanın en ıssız yerinde durarak, taksiciye beklemesini söylüyor. Taksicilerin gasp ve cinayet olayları yüzünden diken üstünde durduğu İstanbul gibi bir kentte; cesaretle ahmaklık arasında gezinen böyle bir taksici olabilir mi acaba?