KANAL D'nin büyük bir iddia ile ekrana sürdüğü Rekorlar Dünyası, vaktinden çok önce yayından kaldırıldı. Olay, nereden baksanız bir yayıncılık fiyaskosu...
Rekorlar Dünyası'nın geleceğinin pek parlak olmadığını bu sütunlarda iki ayrı yazıyla belirtmiştim. Neden mi?
Okumayanlar için bir kez daha ve bu kez maddeler halinde sıralayayım:
1- Sirk gösterileri artık tutmuyor. Hele ki, yabancı dünyaların yaban karakterlerinin yaptıkları, artık bizi hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Poposuyla ceviz kıran İspanyol yerine; Acun'un Yetenek Sizsiniz Türkiye yarışmasında, en başarısız hayvan sesi taklidini yapmaya çalışıp rezil rüsva olan mahalle bakkalını izlemeyi tercih ediyoruz. Acun'un yarışmasının sonundaki 'Türkiye' lafının önemi de işte burada ortaya çıkıyor.
2- Artık 'şaşırma' refleksimizi kaybettik. Bizim ülkemizde yaşayan biri için neredeyse her şey, 'sıradan' hale geldi. Uçakları düşürmeyi, kamyonları uçurmayı beceren, şakalaşan lastik tamircilerinin birbirlerinin makatına kompresörle hava basarken ölüme yol açtıkları bir ülkede; sakalıyla kadın sunucuyu kaldıran adam ne kadar 'cazip' olabilir ki?
3- Şimdilerde dünyanın tüm acayiplikleri, cep telefonunun tuşları kadar yakınımızda. İlginç video izlemek isteyen, arama motoruna yazıp alasını seyrediyor. Bunun için üç saat ekran başında olmaya ne gerek var ki?
4- Asgari ücretle yedi kişilik ailesini geçindiren işçi; kafasıyla yedi buz bloğunu birden kıran rekortmeni nasıl olur da 'kahraman' gibi görebilir?
5- Sunucu Gupse Özay ve yardımcılığını üstlenen spor spikeri Cem Yılmaz, bu kadar aksiyon içeren bir yarışma için fazla 'statik' kaldılar. Gupse, bir sit-com'da karikatürize karakteri canlandırmak için ideal oyuncu olabilir ama yarışma sunuculuğu için gerekli vasıfların pek çoğunun uzağındaydı. Cem Yılmaz doğru isimdi ama spiker olanı değil, komedyen olanı!
6- Böyle iddialı bir prodüksiyonu, yarışmaların cirit attığı ve herkesin artık yarışma izlemekten içinin şiştiği yaz dönemi yerine, dizilere alternatif olarak kış ekranına sürmek daha akıllıca olmaz mıydı?