Benim için ne mutlu bir tesadüftü.
Bu köşede 'Lütfen artistlik yapın' diye yazıp tüm sanatçıları barışın sağlanması yolunda aktif davranmaya çağırıp yöneticilerimizi de onların sesine kulak vermeye davet ettiğim günün hemen ardından sanatçı heyetleri ile temaslar başladı.
O yazıda "Sanatçı, söyleyecek sözü olan kişidir" demiştim ama Başbakan Erdoğan ile görüşmeye giden sanatçılar arasında yanına fikir ve söz almayı unutanlar da vardı. Onlar iki gündür sanal âlemde yerden yere vuruluyorlar.
Eleştiriler haksız değil.
Aralarında 10 yıllık oyunculuk kariyerini iki dakikalık basın açıklaması sırasında heba eden de vardı, hakkında; satın aldığı villasının bahçesindeki 50 ağacı kesmekten kesinleşmiş 12 bin 500 liralık mahkeme cezası varken Başbakan'la 'yeşil' adına konuşmaya giden de...
Halit Ergenç, basın açıklamasında harika konuştu. En azından ne dediğini, kaydı başa alıp tekrar tekrar izlemeden de anladık. Ama bana göre en 'samimi' açıklama Popstar'da Bülent Ersoy'dan geldi.
Üç cümle ile her şeyi gayet güzel anlattı.
Bana en samimi gelen cümlesi ise şöyleydi: "Mart ayının ortasına kadar kürk giyen bendeniz; Gezi Parkı'na gidip tabiatı korumak için gösteri yapan eylemcilerin arasına katılsaydım, ne derece inandırıcı olabilirdim?"
Kendini bilmek, işte bu demek.
Helal olsun Diva'ya...
Diyeceğim o ki; bundan sonra sanatçılar arasında sadece sözü olan konuşsun ya da sonsuza dek sussun. Böylelikle ne hayranları üzülsün, ne kariyerleri, prestijleri dilim dilim doğransın...