RİZE'yi de çok severim, Rizeliler'i de... En samimi dostlarımdan birkaçı Rizelidir ama önceki gün haber bültenlerine yansıyan görüntülerden eminim en çok Rizeli dostlar rahatsız ve mahcup olmuşlardır.
Efendim, Rize'nin dünya güzeli Ayder Yaylası'nda 19'uncu Ayder Kültür, Doğa ve Sanat Festivali düzenleniyor.
Şenliğin bir parçası da ünlü boğa güreşleri...
Her ne kadar bir hayvansever olarak boğaların birbirlerini boynuz darbeleri ile hırpalamalarına gönlüm razı olmasa da, 'yörenin geleneği' deyip görmezden gelirdim ama hafta sonu yapılan final güreşleri sırasında yaşananların izahı yoktu.
Boğalar hiddetlenmiş, güreş belirlenen alanın dışına taşmıştı. Sahipleri, boğalarını sopalarla döverek ayırdılar.
Bu arada biri, iple bağlı diğerine boynuz atınca kıyamet koptu. Bu kez sopalar, boğaların sahiplerinin başlarına inmek üzere kalktı, indi.
Ciddi şekilde yaralananlar oldu. Festival apar topar bitirildi. Şimdi gelin de buna 'Kültür, Doğa ve Sanat Festivali' deyin. En yumuşak tabirle; kültüre de, doğaya da saygısızlık...
Peki ya sanat bunun neresinde? Bir güzelliği bu denli çirkinleştirmek ayrı bir 'sanat'(!) olsa gerek! Sanırım sanatı da burasında...
Sevgili Rizeli dostlarım, gelin şu boğa güreşi sakilliğinden hep birlikte vazgeçelim. Memlekette zaten boynuz tokuşturup tozu dumana katmaya hevesli pek çok azgın var. Bari boğaları kavga ettirmeyelim!