İlk yılından bu yana jüri üyeliği görevini üstlendiğim Antalya TV Ödülleri'nin dördüncüsünü de hep birlikte idrak ettik!
Her yıl olduğu gibi yine üzerimden silindir geçmiş gibi oldu.
İlk kez jüri üyeliği yapan dostlarımızın ağzından hep aynı cümleyi duydum:
"Jüri olmak meğer ne zormuş..."
Yaa, ne sandınız?
Herkes denize, havuza girerken siz iki gün boyunca sabah dokuz, akşam beş kapalı kapılar ardında kılı kırk yarar, nefes tüketir, sinir harbi yaparsınız. Sonra da kimseyi memnun edemeyip pazar sabahı kahvaltıdan itibaren sitem dinlersiniz...
En sevgili dostlarınız bile size can düşmanınızmış gibi bakmaya başlar...
Diyeceğim o ki, her ünlü bir gün jüriliği tadacaktır!
TARTIŞMAK İYİDİR
Aslında dünya üzerinde 'tartışılmayan' ödül töreni yok gibidir. Çünkü matematik ortada: Beş aday, bir kazanan, dört kaybeden... Çarpın bunu 34 ödül kategorisiyle...
Ekleyin ön elemede aday bile olamayanları... Beklenti içindeki ailelerini, arkadaşlarını, o dizilerin, programların, sanatçıların hayranlarını da koyun üstüne... Oldu mu size bir memnuniyetsizler ordusu?
Aslında Antalya TV Ödülleri üzerindeki tartışmaları 'önemli' buluyorum.
Ya, hiç tartışılmasaydı? Ya kimse iplemeseydi? Bundan daha kötü bir şey olabilir mi? Önemseniyor ki, tartışılıyor.
Gelelim Antalya'nın 'En'lerine:
EN CENTİLMEN: Kesinlikle Halit Ergenç... Her yıl gelir, rakip adayın ödül alışını izler, alkışlar, gülümser ve gider... Kenan İmirzalıoğlu'nun ismi açıklanırken, Karadayı ekibinin masasında bulunması sadece 'eş durumundan' değildi.
EN CESUR: Derya Baykal... Herkes magazin kameraları görüntü almasın diye Antalya'nın en güzel günlerini odasına kapanarak geçirirken, o sere serpe güneşte, kulaç kulaç havuzdaydı ama bu cesaretinde; harika kilo verip forma soktuğu vücudunun da etkisi yok değildi.
EN MÜTEVAZI: Her zaman olduğu gibi Kenan İmirzalıoğlu. Sadece şirin ve sempatik görünmek istediği için değil, içinden geldiği için öyle... Kadınlar görüntüsüne, erkekler gönlüne hayran...
EN SEMPATİK: Her ödül organizasyonunda olduğu gibi yine Meryem Uzerli... İki yıldır ıskaladığı ödülü alırken çocuklar gibi şendi. Dizi sürelerinin uzunluğuna vurgu yapıp mutsuzluğunu dile getirirken bile herkesi güldürmeyi başardı. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Mustafa Akaydın bile yarışma öncesinde "Meryem ödül alacaksa, ben vermek isterim" dedi.
EN GURME: Sevgili meslektaşım Ali Eyüboğlu... 7 Mehmet'te hepimizin siparişini durdurup "Bana bırakın" dedi. Ortaya, sızma zeytinyağında bir lagos balığı geldi ki, üç kez parmaklarımı saydım...
Ve ondan sonra da açık büfede hep Ali'nin kuyruğuna takıldım...
EN YUFKA: Tabii ki, sevgili Emel Müftüoğlu... Bu yıl ilk kez jüri üyeliği tecrübesi yaşayan Emel, kararsız kaldığı bazı branşlar için "Ay, beşine birden verelim" diyecek kadar yüce gönüllüydü. Toplantılar boyunca jüri arasındaki adı 'Beşibiryerde Emel'e bile çıktı!
SIRADA ÖTV ÖDÜLLERİ
EN SİTEMKAR: Avrupa Avrupa konusundaki beklentileri gerçekleşmeyen sevgili Tarık Ünlüoğlu... Antalya Havaalanı'nda bana "Sen, niye uçağa biniyorsun ki? Yüzerek Kıbrıs'a gidip iltica et" esprisini bile yaptı
EN MUZIR: Gani Müjde... Gece boyunca attığı Tweet'lerle jüri masasını yıktı, geçti... "Bizi 31 numaralı masaya oturttular. Ödül alamazsak, cenabetliğe bağlayacaktık ama şimdi de yerimizi değiştirip 69 no'lu masaya oturttular. Hayırdır inşallah" şeklindeki mesajları herkesi güldürdü.
EN YARATICI: Hiç tartışmasız Önder Açıkbaş... TV 8'deki harika programı ÖTV için bolca gözlem yapıp malzeme topladı. Sonunda ÖTV Ödülleri organize etmeye karar verdi. Ödüllerin dağıtılacağı bu haftaki programını büyük bir merakla bekliyorum.
Antalya'da ödüller dağıtıldı. Kimi güldü, kimi ağladı. Ama gönlümden geçtiği halde ödül alamayan birileri vardı ki, o da benim yüreğimi dağladı. 'İçimdeki Ukde Ödülleri'ni bu sütunlarda açıklamayı çok isterdim ama ödül alanlara saygısızlık etmek istemem. Merak edenler, övgü alanları Yakından Kumanda arşivinden bir zahmet tarayıversin...