Yine yılın en zor hafta sonu gelip çattı...
Bu cumartesi akşamı 4. Antalya Televizyon Ödülleri sahiplerini bulacak. Organizasyonun ilk yılından beri hem ön jüri, hem de ana jüride görev yapıyorum.
Geçen yıllarda olduğu gibi yine herkes Antalya'nın şahane güneşinin tadını çıkartırken; diğer jüri üyesi arkadaşlarımla birlikte cuma ve cumartesi günü sabah 09.00'dan akşam 18.00'e kadar bir salona tıkılıp onlarca aday arasında 'hakkaniyetli' bir sonuca varmak için kafa ve çene patlatacağız.
MARKO PAŞA'YIM
Hep söylüyorum; beş aday varsa, sonuçta dört hayal kırıklığı ve memnuniyetsizlik yaşanacak demektir.
Yine pek çok serzenişin, sitemin muhatabı olacağım.
Sanki ödül dağıtımındaki dahlim, 15 üye arasında bir oy ile sınırlı değilmiş de ödülleri tek elden ben dağıtıyormuşum gibi...
Bu konuda pek çok jüri üyesinden daha büyük bir şanssızlığım var çünkü hep göz önündeyim. Haftanın altı günü televizyonla ilgili yazı yazıyor, görüş ortaya koyuyorum.
Ayrıca bana ulaşmak da pek çok kişiden daha kolay. Yani 'Jürinin Marko Paşa'sı' olarak yine ekstra mesai harcayacağım.
Allah, hepimizin yardımcısı olsun.
ANTALYALI'YA BORÇ
Bu tür ödül organizasyonlarının pek çoğunda kazanan önceden belli olur ve ödül alacak kimselere "Gelin, ödülünüzü alın" denir. Böylece 'katılım' garanti altına alınır. Ama Antalya Televizyon Ödülleri'nde kimlerin ödül aldığı son dakikaya kadar belli olmayacak. Bu nedenle her dalda gösterilen beş adayın da son ana kadar şansı devam edecek.
Televizyon camiasındaki dostlarımdan önemli bir ricam var: Antalya Televizyon Ödülleri, 'aday olmanın bile' prestij kazandırdığı son derece ciddi ve önemli bir organizasyon. 'Garanti' aramayıp lütfen hep birlikte orada olun. Bunu, sadece organizasyonun jüri üyesi olarak istemiyorum; tüm Antalya halkı adına talep ediyorum.
Çünkü sezon boyunca ekran karşısından ayrılmayıp sizlere reyting ve kazanç sağlayanlar onlar.
İstiyorlar ki; yılın iki günü bile olsa sizleri karşılarında kanlı canlı görsünler, sizlerle konuşsunlar, ellerinizi sıksınlar, talep ve şikayetlerini bildirsinler.
Bunu, kültür-sanat aşığı Antalya halkına lütfen çok görmeyin...