Önce bir muhabirin tweet'i, sonra İbrahim Tatlıses'in iddiası ile başladı her şey: "Müslüm Gürses çoktan öldü, hastane açıklamıyor..."
Hastanenin açıklamayı geciktirip 'reklam süresini' uzattığı ve hastane mikrobundan kaynaklanan vefatı gizlemeye çalıştığı iddia ediliyor.
Birincisi; söz konusu hastanenin reklama ihtiyacı olduğunu hiç sanmıyorum. Bizzat yaşayarak gördüm; kardiyoloji servisinde kuyruk var. Telefonla randevuyu bir ay sonraya veriyorlar. Kardiyoloji servisine öyle bir talep var ki, karşılamak için yeni ekipler kurmak zorunda kalmışlar.
Bingür Sönmez ve Deniz Şener gibi, insanlara hayat öpücüğü veren hocaların ismini artık sokaktaki çocuklar biliyor.

NEDEN GİZLESİNLER Kİ?
İkincisi, Müslüm Gürses'in yattığı süre içinde hastaneye en az üç kez uğradım. Her seferinde onu bir an bile yalnız bırakmayan menajeri Nevzat Takmaz ve hastane yetkililerinden bilgi aldım. Müslüm Baba'yı kurtarmak için nasıl bir mücadele verildiğine gözlerimle şahit oldum. Onun hastanedeki 24 saatini paylaşan Nevzat'ın ya da hayat arkadaşı Muhterem Nur'un iddia edilen olayları gizlemekten nasıl bir menfaati olabilir ki? (İddiaları bizzat Nevzat'ın yalanladığını hatırlatırım.)

HİÇ SIRASI DEĞİLDİ
Üçüncüsü, İbrahim Tatlıses'in bu açıklamayı son derece üzüntülü bir anında ve 'iyi niyetle' yaptığından şüphem yok. Ama hayatını önce Allah'a, sonra doktorlara borçlu olan İbrahim Tatlıses'in; tıp kuruluşlarını ve hekimlerini topyekun töhmet altında bırakacak tarzda, bilgi ve belgeden yoksun böyle bir iddiayı dillendirmeden önce iki kere düşünmesi daha iyi olurdu. Üstelik, son günlerde tıp çalışanlarına fiziki saldırıların her geçen gün arttığı günlerde ve Müslüm Gürses hayranlarının 'aşırı hassasiyeti' herkesin malumuyken...