Muhteşem Yüzyıl'ın iki karakteri var ki âdeta kapılar ve bayrak direkleri arasında slalom yapan kayakçılar gibi sürekli zigzag çizip duruyorlar. Diğer karakterler kendi içlerinde büyük bir tutarlılık ve net bir duruş sergilerken, Nigar Kalfa ile Rüstem Paşa'nın değişken ruh halleri en usta psikiyatrları bile ters köşeye yatıracak sürprizler barındırıyor.
İzleyici
nezdinde büyük ilgi gören Nigar Kalfa'nın ekran ömrünü uzatmak için onu ikili oynayan entrikacı bir saray hatununa çevirmek zorunda kaldılar. Nigar Kalfa artık tanınmaz halde. Hadi onun mazereti var diyelim. Meftun olduğu İbrahim Paşa'nın öldürülmesi, çocuğunun ondan uzaklaştırılması, bir dönem saraydan kovulması gibi nedenler dengesini bozmuş olabilir; peki ya Rüstem Paşa'nın gel-gitlerine ne buyrulur? Adam iyi mi, kötü mü anlayan varsa beri gelsin.
Evet, karakter tonlarının sadece siyah ya da beyaz olması gerekmez. Gerçeklik adına arada griliklere, flu görüntülere de ihtiyaç var. Ama anladığım kadarıyla dizinin senaryo ekibi, Ozan Güven'e bir karakter dikemedi.
Rüstem Paşa, Araf'ta kalıvermiş bir fani gibi bocalayıp duruyor. Bunun yanı sıra Deniz Çakır, entrikacı Şah Sultan rolüne, Mehmet Özgür ise içten pazarlıklı Lütfü Paşa karakterine 'cuk' oturdu.