National Geographic'de yayınlanan ve İstanbul'daki inanılmaz turist dolandırıcılığını ortaya çıkaran Dolandırıcılar Şehri adlı belgeseli 2.5 ay önce bu sütunlarda yazmıştım.
Belgesele geçen perşembe günü aynı kanalda tekrar rastladım.
Bir kez daha tüylerim diken diken olarak, dişlerimi gıcırdatarak izledim. Saf turistleri "Birer bira içelim" diye kandırıp Beyoğlu'nun izbe barlarına çeken hanutçular yüzünden zavallılar iki biraya bin 500 dolar ödemek zorunda kalıyorlardı.
Ödemediklerinde başlarına ne geleceği ise kibar(!) bar sahibi tarafından onlara zarif(!) bir şekilde hissettiriliyordu.
POLİS ALDIRMADI
Olayı gizli kamera ile görüntüleyen programcı Conor Woodman da paşa paşa parayı ödedi. O sırada bardaki müzik aniden kesildi, müşteriler sağa sola kaçışmaya başladı.
Polis baskın yapmıştı.
Conor, 'can havliyle' iki sivil polisin yanına geldi. "Burada problem var. Benden çok fazla para aldılar" dedi.
Polisler aldırmadı. Bizimki yalvarırcasına yardım istedi, polislerde yine 'tık' yoktu...
Ertesi gün aynı durumu Barcelona'dan gelen bir İspanyol turist yaşadı. Aynı mekanda, aynı tuzağa düşürülerek...
Olay, medya tarafından basına yansıtılınca büyük infial yarattı. Ama aradan bunca zaman geçmesine rağmen ne polisler, ne de işletme sahiplerine yönelik hukuki bir yaptırım medyaya yansımadı.
Peki soruşturma başlatıldı mı? Başlatıldıysa ne aşamada? Belgeselde yüzleri açıkça görülen polisler hâlâ görev başında mı? O bar hâlâ çalışıyor mu? Eğer hukuki takibat yapılıp suçlular bulunduysa niye teşhir edilmedi?
BELGELEMELİYİZ
Bence Dolandırıcılar Şehri belgeseli, Türkiye'nin imajı üzerinde yıllardır acısını çektiğimiz Geceyarısı Ekspresi filminden daha derin bir yara açtı. Çünkü bu kez bir film senaryosundan değil, gizli kamera ile çekilmiş 'görüntülerden' söz ediyoruz.
Eğer Türkiye'nin düşmanları el ele verip özel bir karalama kampanyası başlatsalar, ancak bu kadar etkin olabilirlerdi.
Bu nedenle biz tüm dünyaya "Bakın suçluları yakaladık, gereken cezayı da verdik. İstanbul kesinlikle bir dolandırıcılar şehri değildir. Burada kanunlar her şeyden önce gelir" diyemezsek, bu 'fikri takibi' görüntülü dosyalar halinde yapımcı Conor Woodman'a gönderemezsek, İstanbul'un 2023 için hedeflediği '20 milyon turist' sadece bir hayalden ibaret kalır...