Dönem dizisi yapmanın zorluklarını her fırsatta dile getiriyorum. Çünkü biz tarihimize pek sahip çıkan bir millet değiliz.
Eskiye ait olanı arşivlemiyoruz. Durum böyle olunca dönem dizisi çekenler bilgi, belge ve mekan konusunda büyük güçlükler yaşıyorlar.
Ancak bazen öyle basit hatalar yapılıyor ki...
İşte, dönem dizilerine dair göze batan çapaklar:
Karadayı dizisinde birkaç bölümdür gazete satıcısı küçük çocuğu izliyoruz. "Yazıyooor, yazıyooor" diye bağırıyor. Bu satış biçimi, 70'li yıllara yetişmemişti. Hele çocuğun şortlu, kasketli halini görünce insan 70'li değil, 40'lı yılların anlatıldığı hissine kapılıyor.
KEPENK DEVRİMİ
Aynı dizide Mahir'in balıkçıdan çıktıktan sonra savcıyı takip ettiği sahnede dükkan kepenkleri hep otomatikti. Gelin görün ki, 70'li yıllarda henüz bu teknoloji sıradan esnafa inmemişti. Bir de komiserin arkadaşıyla lunaparkta buluşma sahnesinde, arkada 'Crazy Dance' adı verilen alet görülüyor. Ancak bu aletin lunaparklarda kullanılması, 2000'li yıllarda başlamıştı.
Son olarak Hakime Hanım ile Salih (Mahir) arabaya binerken, Mahir anahtarla kapıyı açtı. O dönem arabalarda merkezi kilit olmadığından, arabaya binip diğer kapıyı içerden açması gerekiyordu ama Hakime Hanım, sağ kapıyı hemen açıverdi
Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinde ise sokaktaki yeşil Mercedes'in plakası 34 KMB 27 idi. Ancak üç harfli plaka uygulaması 1985 yılının sonlarında başlamıştı. Dizi ise henüz o tarihlere ulaşmadı.
Seksenler dizisinin son bölümünde ise sobaların yandığı bir kış günü evin hanımı kabak dolması yapıyor, beyi de domatesli salata tavsiye ediyor. Ama o yıllarda bu sebzeler kışın bulunmazdı. Belki Nişantaşı'ndaki birkaç manavda olabilirdi. Ona da bizimkilerin bütçesi yetmezdi...