SALI akşamı pek çok izleyici Kanal D ekranlarında yayınlanan Öyle Bir Geçer Zaman ki'de Soner'in (Mete Horozoğlu) kendine kurmaya çalıştığı yeni hayata tanıklık ederken; bendeniz, küçük ve şanslı bir azınlıkla birlikte Mete Horozoğlu'nun beyaz perdedeki müthiş oyunculuk gösterisine tanıklık ediyordum.
AÇLIĞIN ÖTEKİ YÜZÜ
Kurtlar Vadisi Pusu'nun yapımcısı Şaşmaz kardeşlerden Zübeyir Şaşmaz'ın imzasını taşıyan Açlığa Doymak filminin galasına giderken, karşıma ne çıkacağı konusunda en ufak bir fikrim yoktu.
Çünkü film, yapım aşamasında medyaya neredeyse hiç konu olmamış, 'sessiz ve derinden' ilerlemişti.
Cezaevlerindeki açlık grevlerinin, Türkiye'nin geleceğini kararttığı, herkesi büyük bir endişeye sevkettiği günlerde 'açlık' olayına üç farklı açıdan bakan film; adeta bir yarı-belgesel niteliği taşıyordu. Ayrıca ölüm oruçları ile güzellik için ölümü göze alarak zayıflamaya çalışanların nasıl bir ortak kadere sürüklendiklerine dair saptama da, sosyoloji tezi oluşturacak kadar parlak bir fikirdi.
METE DÖKTÜRDÜ
Bana göre film en çok Mete Horozoğlu'na yaradı.
Nefes filmiyle parlayan, ardından Öyle Bir Geçer Zaman ki ile şöhretini cilalayan Horozoğlu bu kez karısını ve iki çocuğunu teröre kurban veren bir babayı canlandırıyor.
Hem de ne canlandırmak!
İnsanın tüylerini diken diken ediyor, yüreğinin katılıp kalmasına sebep oluyor.
Horozoğlu'nun acayip bir bileşkesi var: Hem jönü, hem karakter oyuncusunu bir arada oynayabiliyor. Aynı anda hem başrolde oynuyor, hem de bunu bir yardımcı oyuncu mütevazılığında perdeye yansıtabiliyor.
Bu arada Hazar Ergüçlü ve Didem Balçın'ın da hakkını yemeyelim. Hakkını teslim etmemiz gerekenlerin başında ise filmin usta makyaj ve görsel efekt ekibi var. Bir insanın ölüm orucu sırasında ne hale geleceğini evreleriyle gösteren makyaj ekibine özel bir tebrik göndermek gerekiyor.
YİNE ZİKİR SAHNELERİ
Ve dini motifler... Şaşmaz Ailesi'nin neredeyse tüm yapımlarında öne çıkan zikir görüntüleri bu filmde 'merkeze' oturmuştu. Muhteşem Yüzyıl'da sadece sevişmenin eski adı olarak işlenen 'halvet'in, tekke terminolojisinde 'arınma' anlamına geldiğini pek çok kişi bu film sayesinde öğrenecek anlaşılan...
Bu arada hiçbir film galasında kendimi bu kadar güvende hissetmemiştim. Solunda Polat Alemdar ile Necati, sağında Abdülhey, önünde Kara, ardında Güllü Erhan ve Deli Hüsnü ile film izlemek öyle herkese nasip olmaz...