Günlerden cumartesi ve her hafta olduğu gibi Yakından Kumanda'nın düğmelerine bugün de okurlarımız basıyor. Bu köşeye gelen okur mektuplarını büyük bir keyifle derleyip sizlere aktarıyorum. Zira her satırda televizyon sektörünü ıslah edip geliştirmenin yolunun 'izleyiciden' geçtiğine biraz daha inanıyorum.
İşte okurumuz Ahu Yıldırım'ın harika tespitleri:
"Merhaba Yüksel Bey, siz ta 2010 yılında söylemiştiniz, dizi sektörünün freni boşalmış kamyon gibi yokuş aşağı gittiğini... Bu senenin reyting oranlarından görüyoruz ki, yapımcılar aynı şeyleri vere vere sonunda izleyiciyi bıktırdı. Ayrıca bu sezon dizilerde sürekli öldürülen karakterler, oyuncu ve seyirci istemediği halde yapılan çift değişiklikleri izleyiciye hayallerinin ellerinden alındığını hissettirdi. Bu nedenle izleyici resmen dizilere küstü. Yani yapımcılar, seyirciyi zorlaya zorlaya kendi bindikleri dalı kestiler. Ve nihayet seyirci de reytingle cevap vermeye başladı artık bu duruma.
Ayrıca, yenilik yapan yapımlar da maalesef bir elin parmaklarını geçmiyor. Sonunda izleyiciler monotonluktan sıkıldılar, kaçacak başka yerler arıyorlar, internet gibi, yarışma programları gibi... Kısa sürede 'iyileştirme' yapılmazsa dediğiniz gibi çarpışma kaçınılmaz olacaktır.
AYDINLANMA ÇAĞI
Şu an dizi sektöründe izleyiciler açısından adeta bir 'aydınlanma çağı' yaşanıyor. Artık sektör, yapımcı hakimiyetinden çıkıp yavaş yavaş izleyici hakimiyetine geçiyor. Seyirci artık daha bilinçli ve her verileni, 'Biz seyirciye kakalarız bunu' denileni yemiyor. Sektör ya kendisini yenileyecek ya da yenilikler arasında yok olup gidecek ve ben artık seyirci-proje arasındaki ilişkiden daha umutluyum. Saygılarımla..."