İnsanlık ikliminin giderek kuraklaştığı şu günlerde bir küçük güzellik, bir tatlı jest, hafiften bir barış mesajı buldum mu, içimden tadını çıkarta çıkarta yazmak geliyor. Yine öyle yapacağım.
Bir küçücük jestten dostluğa, kardeşliğe yol açmaya çabalayacağım.
Star TV; Spartak Moskova-Fenerbahçe maçında yorumcu olarak Beşiktaş'ın efsane futbolcularından Metin Tekin'i görevlendirmişti. Doğal olarak Fenerbahçe taraftarı bu seçimi yadırgadı. Ama öyle tahmin ediyorum ki, Metin Tekin ekran başındaki koyu fanatikleri mahçup etti. Çünkü Fenerbahçe'den hep, "Bizim takım" diye söz etti.
Sarı-lacivertli ekibimizin her atağını, her defans hamlesini 'birinci çoğul şahıs' üzerinden nakletti.
Metin Tekin'i futbolculuğunun ilk yıllarından beri tanırım. Kendisi hatırlar mı bilmem, formsuz olduğu dönemlerden birinde onu alıp Yıldız Parkı'nda bir süs havuzunun başına götürerek röportaj yapmıştım. Suya düşen yansımasıyla konuşturmuştum onu.
'Sarı Fırtına' bizlere Metin Tekin'i anlatmıştı. Röportaj çok konuşulmuştu o yıllarda...
Diyeceğim o ki, Metin Tekin'in asil ruhundan, samimiyetinden adım gibi eminim. Fenerbahçe'den 'Biz' diye söz ederken, bunu sarı-lacivertli taraftarın muhtemel tepkisinden korunmak için yapmamıştır. 'İçinden geldiği için' öyle söylemiştir.
'Kulüp takımlarının mücadelesinde milliyetçilik olmaz' diyenler bulunabilir. Saygı duyarım. Ama bugüne kadar bizim takımların yabancılarla yaptığı hiçbir maçta karşı takımın attığı gole sevinemedim ben. İçimden gelmedi. Tıpkı Metin Tekin gibi...
Gönül, tüm spor yazarlarının fanatizmden arınmasını arzu ediyor.
Liglerin henüz başında Metin Tekin'in tavrını, önemli bir 'fair play rehberliği' olarak yorumlamam işte bundandır.